BM, Suriye’den sonra Mısır’da da demokrasi ve barış adına insiyaf koyamayarak eleştirilerin odağında yer alırken, ABD de Mısır’a mali yardımları nedeniyle yoğun eleştiriler alıyor.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER – Selçuk Acar
Birleşmiş Milletler (BM), Suriye’den sonra Mısır’da da demokrasi ve barış adına insiyaf koyamayarak eleştirilerin odağında yer alırken, ABD de Mısır’a yaptığı mali yardım nedeniyle yoğun eleştiriler alıyor. Yapılan tüm bu eleştirilere rağmen, Mısır’daki sorunun çözümünde tüm gözler, BM ve Beyaz Saray’a çevrildi.
Mısır’da darbe karşıtı demokrasi yanlılarına güvenlik güçlerinin işlediği toplu katliam suçu karşısında, ortaya ciddi hiçbir insiyatif koyamayan BM’de, insiyatif alma ve çözüm umudu, Genel Sekreter Ban Ki-mun’un New York’a dönemesine kaldı.
ABD medyasının Mısır’a bakış pespektifine ilham oluşturan Beyaz Saray’ın, Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk lideri Muhammed Mursi’ye ve askeri cuntaya karşı tutumunda ciddi bir değişik yapmaktan ısrarla kaçınması, eleştirilere neden olurken, bu ülkeye yapılan 1,3 milyar dolarlık Amerikan dış savunma yardımının kesilip kesilmemesi, ABD’de Mısır’la ilgili en çok merak edilen soruların başında geliyor.
Mısır’daki toplu katliamın olduğu sırada seyahatte bulunan Ban Ki-mun’un da pazartesi BM’nin New York’taki Genel Merkezi’ne gelmesiyle perşembe sonuçsuz bir toplantı yapan BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırıp çağırmama konusu da BM’de en fazla merak edilen sorulardan.
”BM Genel Sekreteri’nin İsrail’e kadar gitmişken, neden Mısır’a uğramadığı”nın da merak edilen sorulardan olmasına rağmen, bazı kaydadeğer görüşlere göre buna neden olarak; ”Mısır’a gittiğinde muhatap olacağı kişilerin birer katliam sorumluları olmaları” gösteriliyor.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un sözleşmesi gereği, uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusunda birincil sorumluluğa sahip BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırma ihtimali bulunuyor. Özellikle BM Sözleşmesi’ne göre, Mısır’da olduğu gibi, bölgesel barış ve istikrarın tehlikede olduğu durumlarda BM Genel Sekreteri’nin Konsey’i toplantıya çağırma hakkı bulunuyor.
BM bugüne kadar, Mısır’daki kayıplarla ilgili verdiği raporlarında, kaybın ne kadar olduğuyla ilgili net bir bilgi sağlayamayan BM’nin, medyadan edindikleri çelişkili bilgileri basına yansıtmaya çalıştıkları dikkati çekti.
BM Güvenlik Konseyi Toplantısı’nın ardından basına yapılan Mısır konusundaki açıklamada, batı ülkeleriyle Rusya ve Çin, Mısır konusunda anlaşmış gibi görünseler de toplantıda kınama konusunun dahi ele alınmaması, uluslararası kamuoyunda hayal kırıklığı yarattı.
”Şiddet derhal durdurulmalıdır”
Toplu katliamı kınayamayan BM, Hıristiyan azınlıklara yönelik soykırıma karşı endişe duydu. BM Genel Sekreteri’ne bağlı Soykırımın Önlenmesinden Sorumlu Özel Temsilci Adama Dieng, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, Mısır’da tarafalara barış ve sükunet çağrısı yaptı. Mısır’da yaşananın henüz bir medeniyet çatışması olmadığını, tamamen bir rejim sorunu olduğunu dile getiren Dieng, Mısır’daki gelişmeleri değerlendirdi.
BM’nin sorunun çözümünde neden aktif rol oynayamaması konusundaki bir soruya, BM Genel Sekreteri’nin saldırının ardından olayı en güçlü şekilde kınadığını ifade eden Dieng, şiddete derhal son çağrısı yaptı. Afrika Birliği’ni Mısır’la ilişkilerini kesmesinden dolayı öven Dieng, “Mısır’daki katliamla ilgili olarak suç; insanlığa karşı, etnik temizliktir. Mısırlılının insan haklarına saygı göstermesi oldukça önemlidir. Mısır, toplam nüfusun yüzde 9 ila 10’uyla, Arap dünyasından en büyük Hıristiyan topluluğa sahip ülke. Benim birimimin önemle üzerinde durduğu konu, şiddetin derhal durmasıdır. Güvenlik güçlerinin hiçbir ayrımcılık yapmadan herkesi korumasıdır” diye konuştu.
“Yardımın kesilmesinden ABD silah sanayi zarar görür”
John Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Dekanı Vali Nasr, AA’ya yaptığı açıklamada, ”Bir sonraki adım, halihazırda geçmiş olan 2013-2014 askeri yardımının kesilmesi olacaktır” dedi.
Dış Askeri Finansman (FMF) kapsamında Mısır’a yardım yapan ABD’deki adını vermek istemeyen bazı kaynaklara göre ise, başta savunma sanayi olmak üzere, 1,3 milyar dolarlık yardımın kesilmesine karşı bir takım çaprıcı görüşler de bulunuyor. Bu görüşlere göre, yardımın kesilmesi, Mısır’ın daha büyük bir istikrarsızlığa itilmesi anlamına gelecek. Aynı görüşe göre, 30 yıllık diktatör döneminde Mısır’a yapılan yaklaşık 40 milyar dolarlık yardımın büyük bir kısmının direkt olarak ABD’deki silah üreticilerinin kasasına gitmiş olması.
”ABD, yardımı kesilmeli”
New York ve Washington’da merkezi olan tek düşünce kuruluşu Council on Foreign Relations (CFR) Isobel Coleman, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, ABD’nin Mısır’a askeri yardımı askıya alması gerektiğini ifade etti. CFR’ın, Ortadoğu, demokratikleşme, ekonomik kalkınma, sivil toplum ve cinsiyet konularında uzman olan kıdemli direktörü Coeman, Müslüman Kardeşler Teşkilatının destekçilerine açılan ateşin ulusal uzlaşma imkanını sonlandırdığını ifade etti.
”ABD, çok şey yapabilir”
ABD’nin bir çok adımı olduğunu ileri süren Chapman Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Dr. James J. Coyle ise, Amerika’nın hali hazırda, F-16’ların Mısır’a vermeyi ertelediğini, Parlak Yıldız tatbikatını iptal ettiğini hatırlatarak, 12 jetin gönderiminin de ertelenebileceği veya tamamen iptal edilebileceğini ifade etti.
”Bu durumda ABD yönetimi, Lockheed firmasına 2,5 milyar dolar sözleşmeyi iptal parası ödemek zorunda kalacaktır. Bu M1A1 ana muharebe tankının Mısır ortak üretim finansmanı durdurabilir ancak sözleşme için General Dynamics firmasına sözleşme için ödeme yapmak zorunda kalınacaktır.” diyen Dr. Coyle, 1,3 milyar dolarlık askeri yardımın durdurabileceğini kaydetti.
(AA)