NEW YORK (Turkish Journal) – ABD’de Florida’nın Orlando kentindeki bir eşcinsel klübüne gerçekleştirilen 49 kişinin hayatını kaybettiği nefret saldırısı, LGBT hareketinde yeni bir kilometre taşı olurken, ülkede silah sahibi olma hakkını içeren Anayasanın ikinci maddesine yönelik tartışmaların artmasına ve İslamofobi’nin yeniden yükselişe geçmesine yol açtı.
Muahammed Ali’nin ölümünden hemen sonra, Ramazan ayı başında ve LGBT etkinliklerinin yapıldığı ayda, Afganistan asıllı bir müslüman Amerikalı tarafından gerçekleştirilen saldırı, ülkede 11 Eylül’den sonra yaşanan en büyük trajedi olarak tarihe geçti.
Efsanevi sporcu ve müslüman aktivist Ali’nin ölümüyle İslamafobi’nin büyük darbe almasının ardından gerçekleştirilen saldırının, İslamafobi’nin yeniden yükselişe geçmesi ve ülkenin kutuplaşmasına paralel, 2016 Başkanlık seçim kampanyalarının en hızlandığı dönemde, seçim gününe aylar kala olması, ABD siyasetinin şekillenmesinde yeni bir araç olarak öne çıkıyor. Bunu en fazla kullanma eğilimindeki siyasi ise Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan adayı iş adamı Donald Trump oldu.
LGBT hareketinde yeni bir kilometre taşı
Ülkede terör, güvenlik ve silah kontrolü tartışmalarını yoğunlaşmasına yol açan bu trajik olayın, bir eşcinsel barına yönelik olması ve dünyada onur ayına denk gelmesi, trajedinin nefret saldırısı yönünü daha da etkili hale getirdi. Olay artık, LGBT toplumunun hak mücadelesi açısından Stonewall haraketinden sonraki en büyük kilometre taşlarından biri olarak da kabul ediliyor.