BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (TURKISH JOURNAL) – Selçuk Acar – Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, ABD’nin son dakika değişiklik çabasına rağmen, İsrail’i Gazze’deki şiddetin sorumlusu olarak kınayan ve Filistinliler için koruma tedbirleri talebini içeren bir karar tasarısını oy çokluğuyla kabul etti. Tasarının kabulüyle ABD ve İsrail bir kez daha BM’de izole olurken, Cezayir ve Türkiye önemli bir diplomatik başarıya imza attı.
193 üye ülke temsilcisinden oluşan BM Genel Kurulu, “İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirve Dönem Başkanı” sıfatıyla Türkiye ve “Arap Ligi Dönem Başkanı” sıfatıyla Cezayir tarafından sunulan Gazze karar tasarısı oylamaya sunuldu.
120 ülkenin “evet”, 8 ülkenin “hayır” oyu kullandığı oylamada 35 ülke “çekimser” kaldı. Elde edilen bu sonuçla tasarı oy çokluğuyla kabul edildi. Aralarında, Libya, Türkmenistan gibi İslam ülkelerinin de bulunduğu toplam 20 ülke oylamaya katılmadı.
Oylamada, batılı ülkeler İngiltere, Kanada, Almanya, İtalya, Hollanda, Danimarka ve Avusturya dahil, 35 ülkenin çekimser kaldığı görüldü.
120 ülkenin evet oyuyla kabul edilen tasarıya, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri Fransa, Çin ve Rusya evet oyu kullandı.
Oylamada hayır oyu vererek, tasarıya karşı çıkan ABD ve İsrail dışında, Avustralya, Togo, Nauru, Micronezya, Marşal Adaları ve Solomon Adaları oldu.
BM Güvenlik Konseyi’ndeki ilgili karar tasarısının veto edilmesinin ardından BM Genel Kurulunda oylanarak kabul edilen tasarı, İsrail’in Filistinli sivillere karşı “aşırı, orantısız ve gelişigüzel güç” kullanımını kınamakla birlikte, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistinliler için koruma tedbirleri alınmasını talep ediyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e Gazze’deki ve Batı Şeria’daki Filistinlilere “uluslararası koruma mekanizması” önerileri hazırlama görevi veren tasarı bir gözlemci misyonundan, barışı koruma kuvveti oluşturmasına kadar bir talebi içeriyor. Ancak bu seçenekler BM Güvenlik Konseyi’nde, ABD’nin veto yetkisi nedeniyle mümkün görünmüyor.
“Basit bir şey istiyoruz. Sivil halkımızın korunmasını istiyoruz”
Genel Kurul’da tasarının oylamasında bir konuşma yapan Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur Hamas’ın dahil edilme talebini “oyun ve hile” olarak nitelendirirken, “Basit bir şey istiyoruz. Sivil halkımızın korunmasını istiyoruz.” dedi.
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu da Genel Kurula hitabında, tasarının “uluslararası hukuktan yana olmakla ilgili” olduğunu ve Filistinlilere dünyanın acılarını umursadığını göstermek açısından önemi bulunduğunu dile getirdi.
Hitabında, tasarının “Genel Sekreter’e, sivilleri daha fazla saldırıya karşı nasıl koruyacağı konusunda tavsiyelerde bulunmak için bir çağrı” olduğunu belirten Büyükelçi Sinirlioğlu şunları kaydetti:
“Bu tasarı hiçbir tarafı hedef alma arayışında değil. İlgili tüm Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul kararları dahil olmak üzere uluslararası hukukun desteklenmesinde kollektif sorumluluklar talebinde. Güvenilir bir barış sürecinin tarafını seçmekle ilgili.”
Sinirlioğlu konuşmasının sonunda, “tasarıya oy verirken tarihin doğru tarafında olmak zorundayız” diyerek üye ülke temsilcilerinden tasarıyı desteklemelerini istedi.
İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon ise konuşmasında, kararı destekleyerek “Hamas’ı güçlendiriyorsunuz” dedi.
Türkiye’nin diplomatik başarısız, ABD ve İsrail’in izolasyonu
ABD ve İsrail’in izole olduğu oylama, Türkiye’nin diplomasi başarısına sahne oldu.
Oylama sonucunda, ABD ve İsrail BM’de bir kez daha yalnız kalırken, Türkiye Büyükelçi Sinirlioğlu önderliğinde, önceki yıllardaki BMGK geçici üyeliği seçim başarısızlığını unuttururcasına, BM Genel Kurulundaki ikinci defa önemli diplomatik başarıya imza attı.
Tasarı Aralık 2017’deki Kudüs kararının oylamasında olduğu gibi İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen ABD ile Filistin topraklarının işgaline ve şiddetine karşı Filistin’in yanında yer alan Türkiye’yi bir kez daha karşı karşıya getirdi.
Bağlayıcılığı olmayan bu kararın oylaması; modern dünyanın oluşturduğu en meşru yapı olan BM’de, Trump yönetiminin Singapur’daki diplomasi başarısından sonra, G7’de olduğu gibi Filistin sorununda da dünyayı karşısına alarak, yalnızlığını bir kez göstermesi açısından önem taşıyor.
BM Güvenlik Konseyi’nin aksine, hiçbir ülkenin veto yetkisinin olmadığı ve her ülkenin eşit temsil edildiği BM Genel Kurulunda, Trump yönetiminin Kudüs’ü başkent olarak tanıma kararıyla ilgili Aralık 2017 ‘de yapılan oylamada, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Haley’in şiddetle karşı çıkmasına rağmen, 128 ülke “evet”, 9 ülke “hayır” ve 35 ülkenin “çekimser” kalması sonucunda oy çokluğuyla Trump’ın kararı kınanmıştı. Tasarının BM Genel Kuruluna getirilmesinde Yemen ile birlikte Türkiye’nin de önemli payı olmuştu.
ABD tasarıya Hamas’ın da dahil edilmesi talebi sonuçsuz kaldı
Karar tasarısına karşı çıkan ABD’nin Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in kararın “temelde dengesiz” olduğunu ve tasarıya Hamas’ın da kınanmasını içeren verdiği değişiklik teklifi sonuçsuz kaldı.
ABD’nin değişiklik talebininin oylamasında, 62 “evet”, 58 “hayır”, 42 “çekimser” oy almasına rağmen 3’te 2 çoğunluk sağlanamadı.
Büyükelçi Haley diğer ülke büyükeçilerine gönderdiği mektupta,
“Gazze’deki sivillerin korunmasına odaklanan her türlü çözüm, masum sivillerin yaşamlarını ve geçim kaynaklarını tehlikeye atan Hamas’ın istikrarsızlaştırıcı ve pervasız davranışlarını kabul etmeli.” ifadelerini kullanmıştı.
Mart ayından bu yana, İsrail askerlerinin Filistinlilerin kendi topraklarına dönüş gösterilerine katılan sivillere yönelik açtığı ateş sonucunda 129 Filistinli gösterici hayatını kaybetti.