WASHINGTON (TURKISH JOURNAL)- Ali Çınar – Seçilmiş Başkan Joe Biden’nin Beyaz Sarayda yeni görevine başlamasına 30 gün kaldı. Geçiş sürecinde Biden hem kabinesinde olacak ekibini açıklamaya devam ediyor hem de göreve geldiği gibi yapacakları icraatları kamuoyu ile paylaşıyor.
Bildiğimiz Biden’nin önceliğin ilk etapta Türkiye olmacağı yönünde. Kovid-19 nedeni ile 350 bine yaklaşan can kaybı ve 18 milyona yakın vaka sayısı ile ABD’de büyük bir sağlık krizi yaşanıyor. O nedenle Biden Kovid-19 mücadele çerçevesinde çalışmasının çoğunluğunu bu salgını yenmek için harcayacak.Aynı şekilde ekonominin toparlanması, ırkçılık, eğitim, sağlık sigortası olmak üzere birçok iç politikada yapacağı icraatlar olacak. Tabiri caizse Trump’ın yaptıklarını “undo” yapacak. Açıkça Biden “biz geri dönüyoruz” deyimi ile farklı bir politika uygulacağını herkes bekliyor.
14 Aralık günü Trump yönetiminin Türkiye’ye S400 alımı nedeni ile CAATSA yaptırımlarını uygulaması ise aslında Biden yönetiminin elini biraz hafifletecek gibi görünüyor. Zira Trump bu yaptırımları uygulamasaydı Biden yönetimi bu mecburi yasayı uygulamak ve Türkiye ile daha ilk günlerde krizle yüz yüze kalacaktı. Açıkçası Trump’ın Kongre baskısına artık maruz kalmadan, Pompeo’nun etkisi ile yaptırımları uyguladığını gördük. Açıkçası Türkiyede hafif mi orta mı hatta ağrımı soruları gelsede, bir NATO müttefikine yaptırım uygulanması bir ilk oldu. Açıkçası beklenen ağır yaptırımların açıklanmaması iyi bir işaret olsada, bu yaptırımların devamının gelebileceğine hatırlatmakta fayda var. Bilhassa S400 faal hala getirilmesi ile tekrar bir Kongre baskısı gelecek sene görebiliriz. Biden, 20 Ocak’ta göreve başladıktan sonra ilk başta Türkiye ile sorunların nasıl çözülebileceği konusunda muhatapları ile diyalog kuracaklardır. Bilhassa Dışişleri Bakanı Blinken ile Savunma Bakanı Austin isimlerini çokça duyacağımızı şimdiden belirtebilirim. Trump yönetiminden farklı olarak diplomatic kanalların daha çok kullanılacağı, Trumpvari tehditlerden ziyade, daha gerçekçi NATO içinde çözülebilecek yolların aranacağı bir döneme gireceğiz. Zaten Anthony Blinken da birçok sorunu müttefiklerle ortak hareket ederek çözme yoluna işaret ettiğini de hatırlatmakta fayda var
2021 yılı Türk-ABD ilişkileri için çok kritik bir yıl. İplerin tamamen kopabileceği bir yılda olabilir, tekrar güven sorunun çözülüp, en azından bazı kritik sorunların çözüldüğü yılda olabilir. Bu iki tarafından ne kadar niyetli olduğunda açıkçası bağlı. ABD net olarak Türkiye’nin Rusya ile savunma sanayinde beraber iş yapmasını istemiyor ve bunu da Türkiye’yi hedef alarak değil, 2017 yılında çıkarılmış CAATSA’ya atfen yapıyor. Ama net olan ise Türkiye’nin, ABD’nin savunma sanayisine bağlı olması. Ancak yaptırımlarında Türkiyeyi başka yola itilebileceği, bu tür cezaların yerli ve milliliği artırarak savunma sektöründe kendi ayaklarında durmasını kamçılacağını da hatırlatmakta fayda var. Tabii Türkiye’nin ortak olduğu F35 programından çıkarılması ve bundan sonraki adımlarda Biden yönetiminde çözülmesi gereken konulardan.
Bunun dışında, 2021 yılında, FETO liderinin geri iade edilmesi, Halkbank davası, YPG-PKK, İnsan hakları ve konsolosluk çalışanlarının hala Türkiyede tutuklu olması, Ortadoğu’daki son gelişmeler ve çıkar çatışmaları ikili ilişkilerde gündemde olacak konular.
Ben açıkçası Biden yönetiminde Türk-ABD ilişkilerinin çok kötüye gideceğine inanmıyorum. Karamsar değil, umutlu olduğumu belirtebilirim. ABD’nin Türkiye’yi bölgede kaybetme lüksü olmadığı gibi, Türkiye’nin de Rusya ve İran’a kendini tamamen bırakarak, Batıdan kopacağına inanmıyorum.
Diyalog ve güvenin tekrar inşaa edilmesi 2021 basında ilk yapılması gereken iyi niyetli adımların başlangıcı olabilir.