NEW YORK (AA) – Selçuk Acar – 2014 Tribeca Film Festivali’nde izlenmesi tavsiye edilen ilk 10 film arasında gösterilen ”Summer of Blood” (Kan Yazı) adlı filmin yönetmeni Onur Tukel, en büyük hayalinin Türkiye’de film çekmek olduğunu söyledi.
Genelde bağımsız filmlere ağırlık veren ve 17 Nisan’da başlayan Tribeca Film Festivali’nde, Onur Tukel adlı Amerikalı Türk’ün yazıp, yönettiği ve başrolünde oynadığı korku komedi türünde son yılların en iyi filmi olarak belirtilen ”Kan Yazı” filmi de yer alıyor.
Filmin dünya prömiyeri öncesinde AA muhabirine açıklamada bulunan Tukel, filminin, korku ve komediyi birlikte işlediğini belirtti.
45 yıl önce ABD’ye gelen İzmirli bir göçmen ailenin 3. oğlu olarak 41 yıl önce güney eyaleti North Carolina’da dünyaya geldiğini bildiren Tukel, 15 yıldır film yaptığını ve ”Kan Yazı”nın kendisinin 6. filmi olduğunu kaydetti.
Üniversitede, grafik ve tasarım üzerine eğitim gördüğünü belirten Tukel, film dışında yazıp, resimlediği 2 çocuk kitabının bulunduğunu ve 3’üncüsü üzerindeki çalışmanın ise devam ettiğini belirtti.
Tukel, hayatında mizahın çok önemli bir yeri olduğunu ve ailesinin sürekli espiriler yaptığını belirtirken, bunun çalışmalarına da yansıdığının altını çiziyor.
”Kan Yazı”nın, düşük bütçeli bir film olduğunu vurgulayan Tukel, en büyük hayalinin Oscar kazanmak değil, Türkiye’de bir film yapmak olduğunu ancak Türkçesinin henüz yeterli olmadığını bildirdi. Bir gün Türkçe’yi öğreneceğini belirten Tukel, anne ve babasının, çocuklarının Batı kültürü öğrenmesini düşündüklerinden, Türkçe öğretmediklerini ancak daha sonra bu tutumlarından dolayı pişman olduklarını belirtti.
Korku ve orta yaş bunalımını anlatan komedi
Yönetmen, festivalde gösterilen filminin, sorumluluk, yalnızlık ve büyüme korkusunu anlattığını ifade etti. Tukel, geçmişinin, güney eyaletinde büyümesinin, izlediği korku filmlerinin ve Woody Allen sinemasının izlerinin filme yansıdığı bildirdi.
Tukel, filmde orta yaş bunalımı yaşayan, hayata kötümser bakan Eric isminde bir karakteri canlandırıyor. 3 yıldır birlikte olduğu kız arkadaşının, evlenme teklifini reddetmesiyle bunalıma giren Eric, yeni ilişkilerinde başarısız olur. Bir gece şehrin arka sokaklarında yürürken bir vampir tarafından ısırılan ve hayatı değişen Eric’e özgüven gelir ve hayata daha olumlu bakmaya başlar.
Tribeca Film Festivali’nin 13. yılı
New York kentinin Aşağı Manhattan semtinde, 11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezi’ne gerçekleştirilen saldırıların ardından bölgeyi canlandırma amacıyla 2002 yılında aktör Robert De Niro, Jane Rosenthal ve Craig Hatkoff’un ortaklaşa oluşturduğu Tribeca Film Festivali’nde daha çok bağımsız filmlere yer veriliyor.
Bu yılki festivalin jüri üyeleri arasında Lake Bell, Toni Collette ve Heather Graham gibi isimler bulunurken, eski ABD Başkanı Bill Clinton ve eşi eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un kızı Chelsea Clinton’ın yapımcılığını yaptığı, Imam Khalid Latif ve Haham Yehuda Sarna’nın arasındaki dostluğu anlatan ”Of Many” adlı kısa belgesel de festivalde gösterilen filmler arasında yer alıyor.
80 filmin yer aldığı bu yılki festivalde, müzik temalı filmlerin ağırlıkta olduğu dikkati çekiyor. Alex Gibney’in yönetmenliğini yaptığı ünlü blues sanatçısı James Brown’u ile Bjork, Clark Terry, Bob Wier ve Alice Cooper gibi müzik dünyasının önemli isimlerini konu alan filmlerle, dijital para olarak bilinen ”Bitcoin”i bulan bilgisayar programcısı Dan Mross’un bu konudaki tutkusunu ele alan ”Yükseliş ve Bitcoin’in Yükselişi” de festivalde gösterilen filmler arasında bulunuyor.
Geçen ay Tribeca Film festivalini organize eden ”Tribeca Enterprises”ın yüzde 50 hissesinin, ”Madison Square Garden Co” adlı spor ve eğlence sektöründe yer alan bir firmaya satılması, festivalin mali olarak da güçlenmesine neden oldu.