ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi teknik bir değişikliğin ötesinde aslında bir dönemin kapatılması meselesidir. Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir” dedi.
Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, katılımcıları selamlayarak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım bu ilk saatlerde öncelikle ekranları başında bizi izleyen aziz milletime sonsuz şükranlarımı sunuyorum” ifadesini kullandı.
91 yıllık cumhuriyet tarihinde ve 2 bin yıllık Türk tarihinde ilk kez devletin başındaki ismin, milletin sandık başına gidip tercih yapması ile belirlendiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olmanın mutluluğunu hissettiğim bu ilk saatlerde aynı zamanda halkın oyları ile seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmanın da iftiharını yaşadığımı özellikle ifade etmek istiyorum. Tabii bu vesile ile sorumluluğun çok daha fazlasıyla arttığının bilinci içerisindeyim. Gerek 2007’deki Anayasa değişikliğine yüzde 69 oy oranı ile ‘evet’ diyen, gerek 10 Ağustos’ta ilk turda yüzde 52 oranında oy vererek şahsıma bu kutlu vazifeyi tevdi eden milletime teşekkür ediyor, nefes alıp verdiğim müddetçe emanetlerine sımsıkı sahip çıkacağımı özellikle vurgulamak istiyorum.”
-“7 yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye’ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık”
“Türkiye Cumhuriyetinin 11. Cumhurbaşkanına, değerli dava arkadaşıma 7 yıldır başarı ile yürüttüğü bu kutlu vazifeden dolayı şahsım, ailem, ülkem ve milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Şahsım Başbakan olarak, Sayın Gül de Cumhurbaşkanı olarak 7 yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye’ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık. Çok uzun bir yürüyüşteki yol arkadaşları olarak kendilerinin de az önce ifade ettiği gibi 40 yılı, mütecaviz bir süre kolay değil, birlikte olmanın sorumluluğu içerisinde geldiğimiz bu nokta inanıyorum ki eserlerle bunu taçlandırmanın geldiği bir noktadır. İşte Türkiye’ye çok büyük hizmet ve eserler bu anlayış içerisinde kazandırıldı. Çok uzun bir yürüyüşteki yol arkadaşları olarak bundan sonra da Sayın Abdullah Gül’ün tecrübe ve fikirlerinden istifade etmek arzusunda olduğumu özellikle belirtmek isterim.”
– “Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir”
Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e teşekkür ederek, bundan sonraki çalışmalarında kendisine ve ailesine mutluluk ve başarı dileklerini iletti.
“12 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olarak hükümetimizle ve partimizle milli iradenin güçlenmesi, siyasetin alanının genişletilmesi, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin standartlarının yükseltilmesi için çok büyük reformlar gerçekleştirdik” ifadesini kullanan Erdoğan, tarihi nitelikteki her bir reformun, yeni reformların kapılarını araladığını söyledi.
Yapılan her değişikliğin daha büyük değişimlerin yolunu açtığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi teknik bir değişikliğin ötesinde aslında bir dönemin kapatılması meselesidir. Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir. Eski Türkiye’de çeteler vardı, vesayet vardı, eski Türkiye’de siyasetin üzerinde engeller, tehditler vardı. Eski Türkiye’de istikrarsızlık, şüphe ve tereddüt vardı. Adım adım ve sabırla gerçekleştirdiğimiz her bir reformla bu sorunları hamd olsun geride bıraktık. En son cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle milli iradenin ve demokrasinin mutlak zaferini de dünyaya böylece ilan etmiş olduk. Bugünden itibaren Türkiye eski tartışmalarla vakit kaybetmeden, enerjisini heba etmeden kamplaşma ve kutuplaşmaya fırsat vermeden cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 hedeflerine odaklanacaktır. Seçilmiş cumhurbaşkanı ve seçilmiş hükümet el ele vererek uyum içinde ekonomiyi daha hızlı ve sağlıklı şekilde büyüteceklerdir. Toplumsal refah artırılacak, toplumun tüm fertlerinin farklılıklarını birer zenginlik olarak görmek suretiyle inanıyorum ki ortak paydalarda kardeşçe buluşmalar da sağlanacaktır.”
-Türkiye’nin dış politikası
Türkiye’nin stratejik hedefi olan Avrupa Birliği üyeliğine yürüyüşünün, daha kararlı şekilde devam edeceğini belirten Erdoğan, “Demokratik reformlarımız hız kesmeyecektir. Başta çözüm süreci olmak üzere her türlü vasıtayla, 77 milyonun birliği ve bütünlüğü daha güçlü şekilde tesis edilecektir” dedi.
Türkiye’nin dış politikasında ana eksenin barış, dayanışma ve refah olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hiçbir ülkenin topraklarında, hiçbir ülkenin içişlerinde asla gözü yoktur, planı, projesi yoktur. Başta komşularımızla ve Ortadoğu’da olmak üzere yeryüzünün her karışında barışın, paylaşmanın ve refahın egemen olmasını arzuluyor, dış politikamızı da bu istikamette şekillendiriyoruz” ifadelerini kullandı. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Tarihin ve coğrafyanın bize yüklediği misyon gereğince adaletsizliğin ve zulmün karşısında durmayı, dış politikamızın ana ekseni olarak görüyoruz. Filistin davasına çok güçlü şekilde sahip çıkmamızın nedeni ölenlerin insan olmasıdır. Suriye meselesinde 1 milyon 200 bin insana kucak açmış olmamızın sebebi, en önce onların insan olmasıdır.”
Şu anda 200 bini aşkın insanın öldürüldüğünü Suriye’ye sessiz kalamayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu insani, vicdani bir sorun olarak addettik, siyasetin sorumluluğu noktasında da bunu siyasetin merkezine özellikle oturtuyoruz. Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de diğer tüm çatışma ve kriz alanlarında insana ve cana verdiğimiz değerin gereği olarak sesimizi yükseltiyoruz. Bizim için etnik kökenlerden, dinlerden, derilerinin renklerinden, petrolden, elmastan, altından, enerji kaynaklarından öte insan vardır, can vardır. Bize dost olan her ülkeyle dostluğumuzu yüceltmenin mücadelesinde oluruz. Bize ya da kendi halkına yani insana düşman olanı uyarmak da bizim insanlık vazifemizdir, kimse bunu içişlerine müdahale etmek olarak katiyen kabul etmesin” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye ya da kendi halkına düşman olanı uyarmanın, her insanın görevi olarak düşündüğünü belirterek, ileri ki dönemde de Türkiye’nin dış politikasının insan ve vicdan odaklı şekilde, daha aktif ve etkili biçimde devam edeceğine vurgu yaptı.
-“Milletin teveccühü her zaman dayanak noktamız”
Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 1923 tarihinde kurulduğunu ve aynı gün TBMM’nin Gazi Mustafa Kemal’i ilk cumhurbaşkanı olarak seçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gazi Mustafa Kemal seçilmesinin hemen ardından Meclis’te yaptığı konuşmasını şu ifadelerle tamamlamıştı. ‘Milletin teveccühünü daima dayanak noktası telakki ederek hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır’. Gazi’nin bu sözleri, o zaman uzun uzun alkışlanmıştı. Dönemin Bozok yani Yozgat milletvekili Avni Bey, genel kurulda bir dua yapılsın önerisinde bulunmuş ve Karahisar Mebusu Kamil Efendi tarafından ilk cumhurbaşkanının seçilmesi vesilesiyle bir dua yapılmıştı. İlk Cumhurbaşkanımızın Gazi Mustafa Kemal’in de ifade ettiği gibi milletin teveccühü her zaman dayanak noktamız olacaktır.”
“91 yıldır devam eden, hız kesmeden ve yeni kazanımlarla devam edecek olan istikbal mücadelemizde asla kesintiye uğramayacaktır” diyen Erdoğan, Türkiye’nin asırlar öncesinden gelen kutlu yürüyüşünün; inşallah adalet, barış ve dayanışma ekseninde istikbale yürüyeceğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Türkiye’nin ve yeni başlangıcının bu ilk dakikalarında Allah’tan Türkiye’nin, milletin ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini ayrıca dünyada da barışın egemen olmasını niyaz etti.
Tüm şehit ve gazileri hürmet ve minnetle yad ettiğini de belirten Erdoğan, törene katılan misafirlere de teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir şarkıları olduğunu vurgulayarak, “Beraber yürüdük biz bu yollarda’. Biz bu yollarda yağmur demeden, kar, kış demeden beraber yürüdük. İnşallah şimdi de yeni Türkiye’nin inşası ve ihyası yolunda yine bir, beraber bu yolda yürüyeceğiz. Allah yolumuzu açık etsin, Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah utandırmasın” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gül’e, Devlet Şeref Madalyası ve Cumhurbaşkanlığı Forsu takdim etti.
(Stargazete.com)