13.3 C
New York kenti
Salı, Nisan 15, 2025

FETÖ, Ayasofya ve Heybeliada ABD’nin din özgürlükleri raporunda

Mutlaka Oku

NEW YORK (TURKISH JOURNAL) – ABD Dışişleri Bakanlığı’nın dini özgürlükler raporunun Türkiye bölümünde Amerikalı rahip Brunson, FETÖ’ye yönelik tutuklamalar, Heybeliada Ruhban okulu, cemevi tartışması, Ayasofya’da Ramazan boyunca Kur’an-ı Kerim okutulması ve İmam Hatip Okulları tartışması yer aldı. Türkiye raporu, “ikiyüzlü ve ibret verici” olarak değerlendirerek ABD Dışişleri Bakanlığı’na tepki gösterdi.

Kendini ABD Dışişleri Bakanlığından bağımsız, çift partili bir ABD federal hükümet komisyonu olarak konumlandıran ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF) 2019 raporunu açıkladı.

1998 Uluslararası Dini Özgürlükler Yasası (IRFA) çerçevesinde kurulan ABD dışındaki din veya inanç özgürlüğüne ilişkin evrensel hakları denetleyen USCIRF raporunda, Türkiye’ye yönelik ciddi iddialarda bulundu.

Raporun sunumunda açıklamada bulunan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Türkiye’ye “Heybeliada Ruhban Okulu’nun da derhal geri açılması çağrısında bulunuyoruz” ifadesini kullandı.

Rapora Türkiye tepki gösterirken, FEFÖ lideri Fethullah Gülen’le ilgili geçen ifadeleri, “ikiyüzlü ve ibret verici” olarak tanımladı. Rahip Andrew Brunson’la ilgili bölümü de “haksız eleştiri ve istismar” olarak değerlendirdi.

Yıllık raporun Türkiye bölümünde anayasada Türkiye’nin laik bir devlet olarak tanımlandığı, vicdan, dini inanç, ifade, ibadet özgürlüğü sağladığı ve dini gerekçelerle ayrımcılığı yasakladığı vurgulanırken,
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devlet kurumu olarak İslam’a ilişkin dini konuları yönettiği ve koordine ettiği, görevinin de Sünni İslam’ın uygulanmasını teşvik etmek olduğu ifadeleri yer aldı.

Türkiye’de hükümetin gayrimüslimlerin haklarını sınırlamaya devam ettiği iddia edilen raporda, hükümetin 1923 tarihli Lozan Antlaşması yorumu kapsamına girmeyen Ermeni Ortodoks Hıristiyanları, Yahudiler ve Rum Ortodoks Hristiyanlara yönelik kısıtlamaları olduğu ileri sürüldü.

Raporda, Türkiye’de hükümetin Aleviliğe İslam’ın bir mezhebi olarak muamele göstermeyi sürdürdüğü ve Yüksek Mahkeme’nin konuyla ilgili kararına rağmen cem evlerini ibadet yeri olarak tanımamadığı vurgulanırken, Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun hala açılmadığı, Diyanet’in de ruhban okulunun bulunduğu aynı adada İslami eğitim merkezi açmayı planladığı iddiası yer aldı.

Raporda 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin sorumlusu FETÖ lideri Fethullah Gülen din adamı olarak anılırken, darbe girişiminin ardından 80 binden fazla kişinin tutukladığı ve bu kişiler arasında Amerikalı rahip Andrew Brunson’ın da olduğu kaydedildi.

1935’ten bu yana yasal statüsüyle müze olarak kullanılan Ayasofya’nın yeniden cami statüsüne kavuşturulması ve ibadete açılması için bir çeşit baskı oluşturulğunu ileri süren rapor, Eylül 2018’de Türk Anayasa Mahkemesi’nin bu girişime yönelik başvuruyu sadece ‘teknik gerekçelerle’ reddettiğini belirtiyor.

Ocak 2019’da, İstanbul’daki yerel makamlarca Süryani Ortodoks Kilisesi’nin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez inşa edilecek yeni bir kilise yapmasına izin verildiğini belirten raporda, bu durumun uzun zamandır beklenen olumlu bir gelişme olduğu kaydediliyor.

Raporda ayrıca, Türkiye’nin yeni kimlik kartlarında din hanesinin olmadığı bilgisi de yer aldı.

Türkiye’den rapora tepki

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Dini Özgürlükler raporuna tepki gösterdi.

Sözcü Aksoy raporla ilgili açıklamasında, TEFÖ lideri Fethullah Gülen’le ilgili geçen ifadeleri, “ikiyüzlü ve ibret verici” olarak tanımlarken, Amerikalı Rahip Andrew Brunson’la ilgili bölüm de “haksız eleştiri ve istismar” olarak değerlendirdi.

Dışişleri Bakanlığı raporda Rahip Brunson’la ilgili ifadelere şu şekilde cevap verdi:

“Rahip Brunson dini inancı nedeniyle değil, terörizmle bağlantısı nedeniyle mahkum olmuştur. Yaptırım ve tehditle değil, yargı kararıyla cezasını çektikten sonra tahliye edilmiş ve ülkesine dönmüştür. Buna rağmen, Brunson davasının raporda geniş yer tutarak bir din hürriyeti ihlali gibi gösterilmeye devam edilmesi, ABD yönetiminin konuyu istismar etmeyi sürdürme ve ülkemizi haksız yere eleştirme çabasından başka bir şey değildir.”

Türkiye tepkisinde ayrıca raporla şu ifadeleri kullandı:
“ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, aynı raporun İsrail’e yönelik bölümünde İsrail’in İslam’ın en kutsal mekanlarından olan Harem-i Şerif’e yönelik mütecaviz tutumuna tek bir eleştiri getirmezken, geçtiğimiz yıl İsrail’in Gazze’de onlarca sivili öldürmesi üzerine ülkemizde gösterilen tepkiyi ‘Yahudi karşıtı söylem’” olarak raporuna yansıtmaktan kaçınmaması ise raporun ciddiyetsizliğini gözler önüne sermektedir”

Yazar

- Advertisement -

Daha Fazla

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisement -

Son Eklenenler