BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (TURKISH JOURNAL) – Selçuk Acar – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünden, 3 ayrı farklı görselle yaptığı konuşmasında, BM için “İçinde bulunduğumuz bu kurum, sorunlara çözüm üretme kabiliyetini kaybediyor” ifadesini kullanarak, “Zihniyetimizi de kurumlarımızı da kurallarımızı da değiştirme zamanı çoktan gelmiştir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurulu yıllık toplantıları çerçevesinde düzenlenen dünya liderlerinin katıldığı üst düzey toplantıda BM Genel Kurul kürsüsünden dünyaya seslenirken önemli konularda akılda kalıcı etkili bir konuşmayla dünyaya ciddi mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında getirdiği üç farklı konudaki görsel, mesajlarını daha güçlü vermesi açısından olumlu bir etki sağladı. Ancak Amazon ormanlarındaki yangınlar nedeniyle yoğun eleştiri alan aşırı sağcı lider Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, son dönemde ABD’de azil tartışmalarıyla iç siyasette eleştirilerin odağında yer alan Başkan Donald Trump ve Mısır’da ülkenin demokratik seçimle başa gelen eski Cumhurbaşkanı, Muhammed Mursi’yi askeri darbeyle deviren ve protestocuları katleden, ardından Mursi’nin hapiste ölümüne neden olan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin hemen ardından konuşma yapması, ABD medyasına olumsuz şekilde konu olmasına yolaçtı. Oysa böyle bir sonucun olabileceği aylar öncesinden aşikardı.
Müslümanların dünyada ayrımcılığa maruz kalanlar arasında ilk sırada olduğunu belirten ve Christchurch saldırısının olduğu 15 Mart’ın, BM’ce İslam Düşmanlığına Karşı Uluslararası Dayanışma Günü ilan edilmesi çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında, Çin’deki Müslüman Türklere yönelik insan hakları ihlallerine değinmemesi etkili konuşmasındaki tek ama önemli bir eksiklik olarak dikkat çekti.
Konuşmasında, BM’nin işlevselliğini yitirdiğine yönelik esaslı eleştirilerde bulunan Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz bu kurum, sorunlara çözüm üretme kabiliyetini kaybediyor.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, adaletsizliğin, istikrarsızlığı, güç mücadelelerinin, krizleri ve israfı beraberinde getirdiğini belirtirken, BM’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası bu adaletsizliği ortadan kaldırmak amacıyla kurulduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
“Bugün uluslararası camia geleceği tehdit eden, terör, açlık, sefalet gibi sorunlara kalıcı çözümler üretme kabiliyetini giderek yitiriyor. Yoksulluğun ortan kaldırılması, kaliteli eğitim gibi çok taraflı çabaların belirlenmesi elbette isabetlidir. Asıl önemli olan hep birlikte neler yapacağımızdır. Dünyanın şanslı bir azınlığın dijital teknolojiyi, obeziteyi, tartışırken 1 milyara yakın insanın açlık sınırında yaşıyor olması çok acıdır. Bu kürsüden yıllardır insanlığın kaderininin sınırlı sayıda ülkeye bırakılamayacağını söylüyoruz. Sizlerin huzurunda tekrar ediyorum, dünya beşten büyüktür. “
Hitabında, “Zihniyetimizi de kurumlarımızı da kurallarımızı da değiştirme zamanı çoktan gelmiştir” ifadesini kullanan Erdoğan “Adalet ahlak ve vicdan temelinde yeniden yapılandırılacak BM insanlığa tekrardan ümit verecektir” dedi.
“Nükleer güç” vurgusu
Erdoğan’ın BM konuşmasından nükleer güç konusuna da değinirken, şu ifadeleri kullandı:
“Nükleer güç sahibi ülkeler ile buna sahip olmayan ülkeler arasındaki adaletsizlik dahi tek başına, dünyanın dengelerini bozmaya yetiyor. Nükleer silahlara sahip olanların olmayanları özellikle tehdit etmesi, nükleer güce dayalı kitle imha silahlarının tümden yok edilmek yerine, her krizde bir koz olarak ortaya konması, herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Bu güç, ya herkes için yasak, ya herkes için serbest olmalıdır. Gelin, insanlığın tamamının huzurlu geleceği için bu sorunu bir an önce adalet temelinde bir çözüme kavuşturalım.”
“Türkiye DEAŞ tehditinden en çok zarar gören ülkedir”
Suriye’deki krize de değinen Erdoğan, “Yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne, 12 milyonu aşkın insanın yerinden edilmesine, bunların yarısının da ülke dışında yaşamak zorunda kalmasına yol açan Suriye krizini artık sona erdirmenin zamanı gelmiştir.” dedi.
Suriye’nin insanlığın vicdanını yaralayan ve küresel adaletsizliğin sembolü bir coğrafyada olduğunu ve bu ülkede 2011’den beri yaşanan krizin, rejim ve terör örgütleri ile onları cesaretlendiren güçler tarafından ısrarla sürdürülmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, Suriye’de DEAŞ’a karşı ilk ve en ciddi darbeyi vuran ülkenin Türkiye olduğu vurguladı.
Erdoğan daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne, 12 milyonu aşkın insanın yerinden edilmesine, bunların yarısının da ülke dışında yaşamak zorunda kalmasına yol açan Suriye krizini artık sona erdirmenin zamanı gelmiştir.”
“5 milyon sığınmacıyı misafir ediyoruz”
Türkiye’nin 4 milyon sığınmacıyı yani New York şehir nüfusunun yarısı kadar Suriyeliyi Türkiye’nin misafir ettiğini belirten Erdoğan şu ana kadar bu konuda 40 milyar dolar harcama yapıldığını belirtti. Erdoğan, Avrupa Birliği’nden şu ana kadar Türkiye’ye gelen desteğin ise sadece 3 milyar avro olduğunu hatırlattı.
Aylan bebek posteri BM kürsüsünde
Yanında getirdiği 3 görselden biri olan, Aylan bebeğin resmini gösteren Erdoğan şöyle devam etti:
Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki bir gün ola aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Sığınmacılar için yürüttüğümüz çalışmalarda Türkiye tek başına bırakıldı. Suriye’den kaçanların geri döndüğü tek yer Türkiye’nin güvenli hale getirdiği yerlerdir. Suriye’nin dörtte birini işgal eden PKK/YPG terör yapılanması ortadan kaldırılmalıdır.
“Güvenlik bölgelere dönüşleri destekleyecek BM öncülüğünde Bağışçılar Konferansı” talebi
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra elindeki güvenli bölge haritasını göstererek şunları kaydetti:
“ABD ile güvenli bölge görüşmelerimiz sürüyor. 30 km derinlikte bir bölgede 2 milyon Suriyelinin iskanını sağlamayı amaçlıyoruz. Suriye’de sağlayacağımız istikrar ortamı komşusu Irak’ı da rahatlatacaktır. Güvenli bölgelere dönüşleri desteklemek için Birleşmiş Milletler öncülüğünde bir bağışçılar konferansı düzenlenebileceğini düşünüyoruz.”
“Kıbrıs Türklerinin haklarını koruyacağız”
Erdoğan konuşmasında Doğu Akdeniz konusuna da değinirken şu ifadeleri kullandı:
“Doğu Akdeniz’de hem Türkiye’nin, hem de Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruyacağız. Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliğini ve haklarını teminat altına alan bir çözüm bulunana kadar çaba göstermeye devam edeceğiz.”
İsrail’in haritası
Konuşmasında, İsrail’in sınırlarının yıllar içindeki değişimini gösteren haritayı salonun iki ayrı tarafında duran gazetecilerin de görebileceği şekilde gösteren Erdoğan şunları kaydetti:
“Bugün dünyamızda en çok adaletsizliğin yaşandığı yer Filistin topraklarıdır. İsrail doymuyor İsrail şimdi de kalan Filistin topraklarını almanın derdinde. Mevcut İsrail yönetimi insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor. Türkiye mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam edecektir. Yüzyılın anlaşması olarak takdim edilen girişimin amacı Filistin Devletinin ve halkının mevcudiyetini tamamen ortadan kaldırmak mıdır?”


