Doç. Dr. Göknur Akçadağ-İSTANBUL (Nişantaşı Üniv. Tarih Bölüm Başkanı &Women Studies; UN Women,Women’s Economic Empowerment Platform, Global Champion (2016-…)
Her yıl daha yaygın biçimde bilinir hale gelen “Dünya Kız Çocukları Günü”, 2012’de BM’ de kabul edilişinden bu yana, kız çocuklarının ve kadınların güçlenmelerine odaklanarak, kız çocuklarının toplumda etkili bireyler olmalarını sağlamak ve potansiyellerini ortaya çıkarmak, önlerine çıkan engelleri kaldırmak için çaba göstermek amacıyla kutlanmakta, aynı zamanda alandaki sorunlara da vurgu yapılmaktadır.
Kanada ve Peru ile birlikte ülkemiz tarafından hazırlanarak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na (66. Oturum) sunulan “Dünya Kız Çocukları Günü” karar tasarısı, 19 Aralık 2011 tarihinde oy birliği ile kabul edilmiş ve 2012 yılından itibaren her yılın 11 Ekim günü, “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak kutlanmaya, farkındalık yaratacak etkinlikler yapılmaya başlamıştır.
BM üyesi ülkelere, BM bünyesindeki ilgili kuruluşlara, diğer uluslararası örgütlere ve sivil topluma, dünyadaki kız çocuklarının durumuna ilişkin bilinçlenme yaratma için çağrı yapılmıştır. Ülkemizde yukarıda sıralanan odaklar, 11 Ekim tarihinde bu hedefler doğrultusunda çeşitli çalışmalar yapmaktadır ve bilinir hale de gelmiştir. Karar sonrası ülkemizin adı geçen ülkelerle etkinlikler yaparak, diğer ülkelere bu kararı ve önemini anlatmak için çaba gösterdiğini bürokrat dönemimde gözlemlemiştim. Bu açıdan benim için ayrı bir önemi bulunmaktadır.
Dünyada ve ülkemizde, erken yaşta ve zorla evlilikler kız çocukları için küresel olarak yaygın bir insan hakları ihlali olmayı sürdürmektedir. Çocuk yaşta evlenen kız çocukları cinsel istismar, tecavüz ve şiddete maruz kalmakta; hem de eğitimlerine devam edememektedirler. UNICEF verilerine göre bugün dünya genelinde 20-24 yaşları arasında olan kadınların %21’i 18 yaşından önce evlenmiştir. Sahra altı Afrika’da bu oran %38’e çıkmaktadır.
Dünya Kız Çocukları Günü, bir kutlama günü olmasının yanında kız çocuklarının ve genç kadınların karşı karşıya kaldıkları cinsiyet eşitsizliği sorunlarına çözüm için çalışmaların vurgulandığı bir gündür. Erken ve çocuk yaşta evlilikler ve bunun kız çocuklarının hayatının akışını olumsuz yönde değiştirmesi, yaşanan insan hakları ihlalleri, eğitimden mahrum edilmesi vd çok yönlü etkileri bulunmaktadır. Bu sorunla küresel düzeyde mücadele BM öncülüğünde sürdürülmektedir. Nitekim 5.3 sayılı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi, erken yaşta evlilikler dahil olmak üzere üye devletlere kadınlara ve kız çocuklarına yönelik tüm zararlı uygulamaları sonlandırması çağrısında bulunur. Ayrıca; 2018 yılında BM Genel Kurulunda “Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler” başlıklı kapsamlı bir karar tasarısı oylama yapılmaksızın kabul edilmiştir. Bir diğer çok güncel gelişme; 9-23 Ekim 2019 tarihlerinde yapılacak UNESCO 207. Yürütme Kurulu (YK) gündemine dahil edilecek “Erken yaşta evlilikler, erken ve istenmeyen gebelikler” başlıklı karar tasarısıdır.
Bilindiği gibi UNESCO’nun 2020 yılına kadar belirlediği iki küresel önceliği bulunmaktadır. Bunlardan birisi toplumsal cinsiyet eşitliğidir. TCE alanındaki en temel döküman olan TCE 2014-2021 Öncelikler Faaliyet Planı ‘dır. Faaliyet Planı’nda UNESCO’nun farklı sektörel başlıkları ile irtibatlar da kurulmaktadır. Bunların başında eğitim gelmektedir. Eğitimde var olan TC eşitsizliğini gidermek ve Eğitim sisteminin bütün aşamalarında eşitlik sağlamak için (erişim, içerik, öğrenme materyalleri, uygulamaları vb) ilgili program dahilinde aşağıdaki faaliyetler öngörülmüştür. UNESCO, doğa bilimler programı bilimdeki kadınlara güçlü rol modeller sağlamak için çalışmaktadır. Sosyal ve Beşeri Bilimler alanında da, program TCE’nin sosyal kapsama ve transformasyon politikalarında sağlanmasını, genç erkeklerin TCE konusunda güçlü savunucular olmasını sağlamayı hedeflemektedir. Kültür alanında ise, kadın ve erkeklerin kültürel hayata eşit bir şekilde erişimi ve katılımının sağlanmasını ve kadın ve erkeklerin kültürel mirastan ve üretimden eşit faydalanmasını hedefler bulunmaktadır. Bilgi ve iletişim alanında, kadınların ve kız çocukların güçlendirilmesini sağlamak için bilgi kaynaklarına erişimlerini artırmak vd hedefleri sıralayabiliriz. Orta Vadeli Planlar arasında bütün program ve faaliyetlerde ve UNESCO’nun ilgili sektörlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımının yer alması gerektiğini öngörmektedir.
Yeni bir girişim olarak Erken Yaşta Evlilikler Karar Tasarısının kabul edilmesi halinde UNESCO, üye ülkelerde eğitimin tüm kız çocukları için bir hak olduğundan hareketle erken yaşta evlilikler konusunda çalışmalar yürütülecektir. İçinde bulunduğumuz bu tarihlerde yapılacak olan UNESCO’nun 207. yürütme kurulu gündemine alınmış olması ve sonrasında sorunu çözmeye vereceği katkının güçlü olmasını diliyoruz.
Önemli olan bu karar tasarılarını ve tavsiye kararlarını ülkelerin kararlılıkla uygulamasıdır. Bu konuda yasal yaptırımların uygulanması, kız çocuklarının eğitim seviyelerinin yükseltilmesi ve eğitim süreçlerinden ayrılmalarının önündeki engelleri kaldırılmasının yanında ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesine ve erken yaş evliliğini makul gören bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç duyulmaktadır.