BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (TURKISH JOURNAL) – Selçuk Acar – Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin İdlib’de tehdit teşkil eden tüm hedefleri vuracağını bildirdi. Büyükelçi Sinirlioğlu Suriye rejimini temsil eden diplomatın Türkiye’ye yönelik suçlamasına verdiği cevapta ise, Suriye’deki kanlı rejimin Suriyelilerin çoğunluğunu temsil etmediğini ve Türkiye’nin himayesinde olan Suriyeli sayısının rejiminkinden daha fazla olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Suriye rejiminin İdlib’deki katliamının ele alındığı BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye’deki Siyasi Durum’la ilgili toplantıda bir konuşma yaptı.
Toplantıya, video konferans yoluyla Cenevre’den katılan BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen hava saldırıları ve çatışmaların devam ettiği ve insani durumun ”alarm verdiği” İdlib’de, çocukların dondurucu soğuklar nedeniyle öldüğünü hatırlattı. Pedersen, Rusya ve Türkiye’nin garantör ülkeler olarak İdlib’de gerginliği azaltmak için kilit bir rol oynamak zorunda olduğunu kaydetti.
BM Acil İnsani Yardım Koordinatörü Mark Lowcock da konuşmasında, “Soğukta ölen bebeklerin ve diğer küçük çocukların günlük raporlarını alıyorum” ifadesini kullanarak, bölgede “acil ateşkese ihtiyacımız var” dedi.
Craft: “NATO müttefikimiz Türkiye’nin meşru çıkarlarını destekliyoruz“
Toplantıda konuşan ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft ülkesinin Türkiye’ye yönelik desteğini şu ifadelerle dile getirdi: “Suriyeli mültecilere yardım konusunda en fazla yükü taşıyan NATO müttefikimiz Türkiye’nin meşru çıkarlarını destekliyor ve Türkiye’nin çatışmalar nedeniyle yeni bir mülteci akını konusundaki endişelerini anlıyoruz.”
Türkiye’yi Suriye’nin kuzeybatısında gerginliği artırmakla suçlayan Rus yetkililerinin açıklamalarını kesinlikle reddettiklerini belirten Büyükelçi Craft, ”Bunun sorumlusunun Esed rejimi ve Rusya olduğundan hiç şüphemiz yok.”
Almanya’nın BM Daimi Temsilcisi Christoph Heusgen toplantıdaki konuşmasında, Suriye rejiminden, Türkiye askerine yönelik saldırılarını durdurmasını ve derhal gerginliğin azaltmasını isterken, İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce de “Türkiye’ye saldırıların durması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin İdlib’de barışçıl bir çözüm için çaba gösterdiğini hatırlattı.
İngiliz Büyükelçi Pierce konuşmasında, “gerginliğin artmasının 3,5 milyon Suriyeli mültecinin yükünü çeken Türkiye’yi etkileyecek olmasından endişe duyuyoruz.” ifadesini kullandı.
“Türkiye İdlib’de tehdit teşkil eden tüm hedefleri vuracak”
Toplantıda Türkiye’yi temsil eden Büyükelçi Sinirlioğlu da İdlib’teki son durumla ilgili önemli açıklamalarda bulunduğu konuşmasında şunları kaydetti:
“İdlib’deki kriz kötüleşiyor. Rejim, sivilleri hedef almaya, şehirleri ve köyleri boşaltmaya devam ediyor. Son 2 ayda 1 milyon yerinden edilmiş kişi: 2011’den bu yana en büyük kitlesel yerinden oldu.
Suriye’deki savaşın ancak insanların iradesini gerçekten temsil eden meşru bir hükümetin BMGK’nın 2254 sayılı kararına göre yapılacak seçimlerle iktidara geldiğinde sona ereceğinin altını çizen Sinirlioğlu şunları kaydetti:
“Suriye rejimi Suriyelilerin olmadığı bir Suriye arzuluyor. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz. Acil tehditlere karşı gerekli tüm yöntemlerle yanıt vermeye devam edeceğiz. Güçlerimizi geri çekmeyiz veya gözlem noktalarından vazgeçmeyiz.”
Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerginliğin tırmandığı alandaki durumunu korumak için İdlib’de olduğunu ve İdlib’in kaderinin gerçek siyasi çözüm beklentilerini belirleyeceğini kaydetti.
Rejimin siyasi çözümden yana olmadığını ve Anayasa Komitesi’nin çalışmalarını engellediğini belirten Sinirlioğlu, uluslararası toplumun koruma sorumluğu olduğunu hatırlatarak, “şimdi harekete geçme zamanıdır” dedi.
Sinirlioğlu Türkiye’nin bölgedeki askeri kararlılığını ise BM Güvenlik Konseyi toplantısından tüm dünyaya şu ifadelerle duyurdu:
“Türkiye İdlib’de tehdit teşkil eden tüm hedefleri vuracak. Askerimizi geri çekmeyeceğiz ve gözlem noktalarından geri çekilmeyeceğiz. Ay sonuna kadar mevcut pozisyonlarından çekilmesi gereken rejimdir.”
‘Rejim’ temsilcisinden propaganda amaçlı söz düellosu girişimi
Büyükelçi Sinirlioğlu, Suriye’yi temsil eden diplomatın, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suçlamalarına verdiği cevabında ise, Suriyeli diplomatın Suriye halkını değil, kanlı rejimi temsil ettiğini belirterek, kendi halkına karşı savaşan bir rejimin BMGK’da temsil edilmeyi hak etmediğini ve Türkiye’nin himayesinde olan Suriyeli sayısının rejiminkinden daha fazla olduğunu kaydetti.
Bir çok kanalın canlı yayınladığı “açık toplantı”da Suriye’yi rejim temsilcisinin yeniden Türkiye’ye yönelik propaganda amaçlı söz düellosunu devam ettirme girişimine karşılık Sinirlioğlu, rejimin dünyanın gözü önünde katliamlarına devam ederken BMGK’da son 10 yıldır aynı yalanları söylediğini ve temsilciyi meşru muadil olarak görmediği için cevap veremeye gerek olmadığını bildirerek, hem söz düellosuna hem de toplantıya noktayı koydu.
Rusya, ‘ateşkes’ açıklamasına dahi izin vermedi
Bu arada toplantıda, İdlib’de sivil halkın hayatını kaybettiği ve yüzbinlerce insanın yerlerinden olmasına neden olan Esad rejiminin saldırılarını, terörle mücadele olarak değerlendiren ve rejime desteğe devam edeceğini bildiren Rusya, toplantıda İdlib’de ateşkes çağrısı içeren bir BMGK açıklama metnine de engel oldu.
Böylelikle Rusya, BMGK’daki en son Suriye toplantısında da, rejimin hava saldırılarıyla yerleşim yerlerinin hayalet kentlere döndürülmesine ve çocuk, kadın gözetmeksizin, sivillerin katledilip, yüzbinlerce Suriyelinin daha topraklarından edilerek, mülteci duruma düşmesine verdiği desteği bir kez daha teyit etmiş oldu.
