NEW YORK (TURKISH JOURNAL) – Ali Çınar – Hatırlanacağı üzere, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçen Ekim ayında Yunanistana giderek, Savunma İşbirliği Anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma, Yunanistan’ın Larissa, Stefanovikio ve Aleksandrupolis’teki (Dedeağaç) askeri üs ve tesislerinin ABD ve NATO ile ortak askeri kullanımının artırılmasını öngörüyordu. Anlaşma çerçevesinde Girit adasının Suda Körfezi’ndeki Amerikan deniz üssündeki altyapı ve diğer imkanların ortak kullanımı da geliştirilecek. Zaten, ABD Hava Kuvvetlerinin Larissa’daki üste Amerikan MQ-9 Reaper tipi İHA’ları hali hazırda kullandığı da biliniyor. Daha öncedende Dışişleri Bakanı Pompeo ise Doğu Akdeniz’deki arama faaliyetlerinde kurallara bağlı kalması gerektiğini belirterek Ankara’nın attığı adımın kabul edilemez olduğunu belirtmişti.
Her ne kadar Libya konusunda ABD ile Türkiye aynı safhada olmaya başladığı görünse de bölgedeki diğer aktörler, Türk-ABD işbirliğinin Libya’da olmaması için elinden geleni yapıyor.
Türkiye’nin Navtex ilanı birlikte ile Doğu Akdeniz’de gerginlik yükselirken, Pentagon, Türkiye sınırlarına 30 km uzaklıktaki Dedeağaç’a askeri üs ve tesisleri aktif hale getirilmiş durumda. NATO’nun da bu üsleri kullanılacağı belirtilse de, yakın zamanda ABD Askeri gemisi limana yaklaşırken, Bizans ve Yunan bayrakları haberi ortaya atılmıştı. Ancak, hem kendi kaynaklarımızdan hemde Washington DC de konuştuğum resmi kaynaklardan, bu haberin doğru olmadığını ortaya çıkardık. Öncelikle gemi, ABD donanması ile sözleşme bir nakliye şirketinin.Yanı ABD Donanmasına ait değil.
Ayrıca, nakliye gemisinin yanında refakat eden Yunan romörk gemisinde Bizans ve Yunan bayrağı çekilmiş durumda. Türk medyasının bir kısmında Amerikan gemisine Bizans ve Yunan bayrakları çekilmiş diye haber verilince tüm gözler Dedeağaca çevrilmişti bir anda.
Aslında, ABD’nin Dedeağaca us kurma amacının nedenine iyi bakmak lazım. Washington, hem Türkiye’ye bir nebze alternatif yaratmak, hem de Rusya’ya karşı daha yakın olabileceği bir liman kullanmak istemesi olarak okuyabiliriz.
ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Geoffrey Pyatt yakın zamanda yaptığı açıklamalar ise hem Türkiyede hemde Türk-Amerika toplu içinde tepki çektiğini söyleyebilirim. Büyükelçi Pyatt, “Bugün Yunan adalarının kıta sahanlığı ve tüm ana kara bölgelerinde olduğu gibi münhasır ekonomik bölge haklarına sahip olduğunu” söyleyerek, Türkiye’ye ‘bölgelerdeki gerginlikleri artıran operasyonları durdurma’ çağrısında bulundu! Bulundu bulunmasına ama bu demeci hangi faktörlere dayanarak verdi.Daha bilmiyoruz.
ABD’nin Dedeağaç’a us kurması Lozan Antlaşmasına aykırı diyen Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Hasan Özkan, “Dedeağaç sınırdan askersizleştirilmesi gereken 30 km alan içerisinde yer alıyor. Batı Trakya Türklerinin yerleşik olduğu ve Yunanistan tarafından özerklik haklarının 100 yıldır gasp edildiği bu hassas bölgeye, Lozan’ı hiçe sayarak bir ABD üssü kurdurmak ve Türk azınlığın yoğun yaşadığı Gümülcine ve İskeçe ile Türkiye’nin arasına adeta askeri tampon oluşturmak, manidar bir girişimdir” demesi soru işaretlerini birbirini ardına getiriyor.
Yunanistan zaten Türkiye’nin Ayasofya kararı ardından, NAVTEX (Denizcilere Duyuru) ile, Oruç Reis araştırma gemisinin Rodos ile Meis adaları arasında yeni bir sismik araştırma faaliyetinde bulunacağını duyurması ile paniklemiş durumda.
Daha önceden Washington’da konuk ettiğimiz Emekli Amiral Cem Gürdeniz Atina’nın çevresi 20 kilometre olan bir ada için 50 bin kilometrekarelik alan talep etmesini ne Merkel ne de Trump kabul eder. Bu ülkeler belki Yunanistan’a ‘Sen dalga mı geçiyorsun? Ateşle mi oynuyorsun?’ diyerek ikna ederler” dediğini hatırlatmak istiyorum.
Sözün özü Yunanistan istedikleri ile hayal aleminde yaşıyor.
Türkiye ile ilişkilerinde son yıllarda önemli gerginlikler yaşayan ABD yönetimi Yunanistan ile siyasi, ekonomik ve askeri işbirliğini güçlendiriyor.Bu konuda herkes hemfikir ancak Türkiye ile ABD arasında çok eskiye dayanan , her ne kadar inişli çıkışlı zamanlar olsada, Türkiye’nin stratejik konumda olmasından dolayı kopmayacak güçlü bir ilişki var.
Dedeağaç olmak üzere ABD’nin Yunanistan ile yaptığı her çalışmada, Türkiye’ye çok daha şeffaf ve açık olması ilişkilerin daha da gerilmemesi için önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum,