NEW YORK (TURKISH JOURNAL) – Ali Çınar – ABD’nin önde gelen üniversitelerinden olan ve tıp konusunda öncü çalışmalarıyla öne çıkan Columbia Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Özge Karadağ Çaman’la ABD’deki COVID-19 salgınını görüştüm.
Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezinde Halk Sağlığı Doktoru ve The Lancet COVID-19 Komisyonu Üyesi olan olan Doç Dr. Özge Karadağ Çaman ayrıca, Türk-Amerikan Tabipler Derneği üyelerinden.
Bir Türk doktoru olarak bizlere gurur veren başarılara imza atan Karadarağ Caman’ın sorularıma yanıtlarını ve öne çıkan konuları sizlerle paylaşmak istiyorum:
Covid-19 vaka sayı ve ölümlerinde düşüş yok. Hastanelerde durum nedir? Sizce nasıl bir kış bizi bekliyor
ABD’de COVID-19 sayılarındaki kaygı verici tablo sürüyor. Özellikle New York ve çevre eyaletler gibi bazı eyaletler kendi aldıkları yerel önlemler sayesinde pandeminin başına göre daha iyi durumda ama ABD geneline baktığımızda merkezi yürütülen güçlü bir pandemi yanıtından söz etmek ne yazık ki mümkün değil. Pandeminin seyrini virüsün kendisinden ziyade insanlar olarak bizim kararlarımız ve davranışlarımız etkiliyor, bu bilimsel gerçeği kabul eden, politik kararlılık gösteren ve gerekli toplumsal önlemleri alan ülkelerde pandeminin de kontrol altına alınabildiğini görüyoruz, ancak ABD ne yazık ki politik, ekonomik, kültürel ve daha pek çok nedenle henüz ülke düzeyinde kontrolü sağlamaktan uzak bir konumda. Vaka sayılarının yoğun olduğu bazı eyaletlerde hastanelerde yoğunluk yaşanması ve acil olmayan COVID-19 dişi sağlık hizmetlerinin yavaşlaması söz konusu. Pandemide özellikle COVID-19 dişi sağlık hizmetlerinin nasıl ve ne düzeyde etkilendiği ile ilgili araştırmalar son dönemde önem kazanmış durumda. COVID-19 vakalarının yoğunluğu nedeniyle hem sağlık hizmetlerinin sunumu hem de sağlık hizmetlerine başvurunun olumsuz etkilendiği yerlerde koruyucu hizmetlerde, ayrıca pek çok hastalığın teşhis ve tedavisinde gecikmeler olabiliyor. Yapılan araştırmalar önümüzdeki dönemde bu tablonun ciddiyetini daha net gösterecektir. Ülke politikalarında ve alınan önlemlerde bir değişiklik olmadığı takdirde ABD genelini zor bir sonbahar ve kış dönemi bekliyor ama kendi yerel önlemlerini ciddiyetle uygulayan eyaletler daha az hasarla geçirecektir önümüzdeki ayları.
Aşının 1-2 ay sonra hazır olacağı söyleniyor. Sizce aşı ne zaman piyasaya çıkabilir?
Aşının ABD için hazır olacağına dair çeşitli söylemler olduğunu görüyoruz. Normalde daha uzun süren onay süreçlerinin, aşının pandemide acil kullanımı amacıyla kısalacağı tahmin ediliyor. Bu konuyu çok boyutlu ve çok disiplinli ele almak gerekir, zira asıyı en kısa sürede üretelim, insanları en kısa sürede koruyalım derken gerekli sayıda
İnsanda ve gerekli sürede tamamlanması gereken çalışmaları aksatmamak gerekiyor. Tıp eğitiminde öğretilen en önemli ilke ” Önce zarar verme” ilkesidir. Bu doğrultuda aşının nadir de olsa istenmeyen yan etkilerinin olmadığından ve aynı zamanda yeterince koruyucu olduğundan emin olunması için yeterli düzeyde denenmesi ve aşılanan kişilerin belirli süreler izlenmesi beklenir. Ayrıca aşının piyasaya çıkması toplumsal bağışıklığın kısa sürede sağlanabileceği anlamına gelmemektedir. Aşının milyonlarca doz üretilebilmesi için geçecek süreler, sonrasında yaygın ve adaletli biçimde uygulanabilmesi için gerekli organizasyon, dezavantajlı nüfus gruplarının asıya erişimlerinin sağlanması ve aşı karşıtlarının olumsuz etkilediği topluluklar hep düşünülmesi gereken konular.
Türkiye ile ABDnin sağlık sistemi arasındaki farklar nedir?Türkiye hangi konularda daha iyi?
Her ülkenin sağlık sisteminde geliştirilebilecek konular vardır ama genel olarak Türkiye’deki sağlık sisteminin, ABD sağlık sistemine göre çok sayıda olumlu yönü bulunduğunu söylemek mümkün. Sağlık alanında bilimsel araştırmalar ve ürün geliştirme açısından iyi imkanlara sahip ABD’de sağlık sigortası sistemi ve sağlık hizmet sunumunu değerlendirdiğimizde özelleşmenin Türkiye’ye göre daha fazla olduğunu, mevcut sigortacılık sisteminin karmaşıklığını, sağlık hizmetlerinin çok pahalı olduğunu, hizmetlere erişimde ciddi sorunlar ve eşitsizlikler yaşandığını bilmekteyiz. ABD’de birinci basamak sağlık hizmetleri ve halk sağlığı sistemi de Türkiye’ye kıyasla daha az oturmuş durumda. Bugün pandemi yanıtında Türkiye’nin ABD’ye kıyasla daha olumlu bir tablo çizmesinin altında yatan önemli sebeplerden birisi işleyen ve kamuya dayalı bir halk sağlığı sistemine sahip olmasıdır. Salgın hastalıklar öncelikle toplum içinde, birinci basamak ve topluma yönelik hizmetlerle ve önlemlerle kontrol edilir. İkinci ya da üçüncü basamak hizmetler olarak adlandırılan hastaneler ise aldığınız toplumsal önlemlere rağmen ortaya çıkan vakaların tedavisinde devreye girer, yani salgın yönetiminde sahaya göre daha geri plandadır. ABD’de yüksek bütçeli olan, yüksek teknoloji ve donanımlı uzmanlar barındıran çok sayıda hastanenin varlığına rağmen pandemide vaka ve ölümlerin yüksek olmasının önemli sebeplerinden birisi halk sağlığı sistemindeki, yani salgınla mücadelede on cephede yaşanan sorunlardır. Ancak önemle altını çizmek isterim ki her iki ülkede de hem sistemsel hem pandemi yanıtı açısından geliştirmeye açık farklı yönler var, çünkü pandemi yanıtında halk sağlığı sistemi ve hastaneler yanıtın sadece bir parçasını oluşturuyor, bu ekonomik, sosyal, kültürel alanları da içeren çok boyutlu bir mücadele.
Covid-19 döneminde tıp öğrencuilerinin eğitimi nasıl etkilendi?
Tıp eğitiminin pek çok eğitim gibi olumsuz etkilendiği noktalar olduğunu söyleyebiliriz ama pandeminin öğretici yönleri de var. Tıp eğitiminde teorik eğitim dışında laboratuvar eğitimleri ve hasta başı klinik eğitimler büyük önem taşıyor, ancak pandemi ile birlikte bu eğitimlerin sağlanmasında zaman zaman güçlükler yaşanıyor. Öte yandan pandemi sürecinin tıp ve tıpta uzmanlık öğrencileri için öğretici olduğunu da söylemek gerekir, derslerde teorik olarak anlatınca daha soyut kalan bazı konuları deneyimleyerek öğreniyorlar ki bu onları meslek yaşamlarında daha güçlü kılacaktır.
Bugünün tıp öğrencileri, halk sağlığının ve küresel sağlığın önemini, bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığın bir bütün olduğunu, toplum sağlığını etkileyen sosyal faktörlerin varlığını, politikaların ve medyanın sağlığı nasıl etkilediğini daha fazla anlayacaklar diye düşünüyorum.