NEW YORK (TURKISH JOURNAL)- Tahsin Güner – Başarı dolu bir hayat hikayesiyle öne çıkan Türk taekwondocu Büşra Gamze Sabancı, uluslararası arenada elde ettiği başarılarla Amerika Birleşik Devletleri’nde adından söz ettiriyor.
23 yaşında Amerika’ya yerleşen genç sporcu, taekwondo kariyerindeki çıkışını Türkiye şampiyonalarında gösterdiği performansla başlattı. 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye şampiyonalarında derecelerle madalya alan Sabancı, 2016 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübüne transfer oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübüne transfer olduğu yıl, Milli takıma seçilerek uluslararası arenada boy gösteren Büşra Gamze Sabancı, Türkiye’yi gururla temsil etti. 2016 yılında ülkesine bronz madalya kazandıran genç sporcu, 2018 yılında ise altın madalya ile başarısını taçlandırdı. Başarılarına her yıl yenilerini ekleyen Sabancı, 2021’de Portekiz’de 3’ncü, 2022’de ise İsveç’te aldığı kota ile 2023 Avrupa Şampiyonasına katılma hakkı kazandı
Bu başarıyla birlikte, 2023 Avrupa Şampiyonası’na seçmeler olmadan katılma hakkı elde eden tek Türk kadın sporcu oldu. İsveç’te düzenlenen Avrupa Kupası yarışmasında üç farklı kategoride yarışarak üç madalya kazanan Sabancı, başarısını daha da perçinledi.
Genç sporcu Sabancı’nın başarıları sadece sporla sınırlı değil. Marmara Üniversitesi’ne milli sporcu kontenjanından kabul edilen Sabancı, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünü aynı zamanda çift anadal olarak tamamladığı Spor Yöneticiliği ve Adalet bölümlerini yüksek onur öğrencisi olarak bitirdi. 4 yılda 3 farklı bölümü aynı anda tamamlayan Sabancı, bu dönemde Türkiye şampiyonu olmayı da başardı.
Şu anda Amerika’da bulunan Büşra Gamze Sabancı, kariyer çalışmalarının yanısıra doktora eğitimi için sınavlara hazırlanıyor. Spor kariyerini ve akademik çalışmalarını bir arada yürütmek için büyük bir özveriyle çalışan genç sporcu, Amerika’da düzenlenen U.S. World Open ve Teksas’ta gerçekleşen National Qualifier yarışmalarında birincilikler elde etti.
Büşra Gamze Sabancı’nın hayatındaki başarılar sadece spor alanında sınırlı kalmıyor. Genç sporcu, aynı zamanda akademik alanda da büyük başarılar elde etti. Amerika’da doktora yapma hedefiyle sınavlara hazırlanan Sabancı, spor kariyeriyle birlikte akademik çalışmalarını da başarıyla sürdürüyor. Kendisini spor bilimleri ve adalet alanlarında daha da geliştirmek isteyen Sabancı, hem kişisel gelişimine katkı sağlamak hem de ülkesine geri döndüğünde daha fazla fayda sağlamak için bu yolu seçti.
Büşra Gamze Sabancı’nın yaşadığı bu başarılar, sadece kendi kariyerine odaklanmasını değil, aynı zamanda genç sporculara da ilham olmasını sağlıyor. Sporla uğraşan genç kızları cesaretlendiren ve onları başarıya taşıyan Sabancı, kadın sporcuların uluslararası alanda daha da tanınmasını ve desteklenmesini hedefliyor. Ayrıca, sporun yanı sıra akademik çalışmaların da önemini vurgulayarak gençleri kendilerini her alanda geliştirmeye teşvik ediyor.
Büşra Gamze Sabancı’nın taekwondo kariyeri ve akademik çalışmaları arasındaki denge, onun özveri ve disiplinle başarıya ulaşmasını sağlıyor. Genç sporcu, hedeflerinden hiç vazgeçmeden, sürekli kendini geliştirerek ve sınırlarını zorlayarak daha büyük başarılara imza atma yolunda ilerliyor.
Büşra Gamze Sabancı’nın hikayesi, bir taekwondocu olarak uluslararası arenada Türkiye’yi başarıyla temsil eden, akademik alanda da büyük başarılara imza atan bir kadının örneği olarak dikkat çekiyor. Onun azmi, kararlılığı ve disiplini, gençlere ve özellikle genç kızlara başarıya giden yolda ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
‘EVDE BEBEKLERİMLE OYNAYAN BİR ÇOCUKTUM’
Ailesinde hiç sporcu olmamasına rağmen annem annesinin kendisinin bir spor branşıyla ilgilenmesini istediğini söyleyen Büşra Gamze Sabancı, spora başlama hikayesini “evde bebeklerimle oynayan, sokakta oynamayı sevmeyen bir çocuktum. Her hafta sonu annemin zoruyla basketbol ve voleybol kursuna ağlayarak giderdim. Bir gün okuldan eve dönerken mahallemdeki taekwondo salonunu görünce çok heveslendim. Anneme taekwondo kursuna yazılmak istediğimi söylediğimde “sen sıkılır yapmazsın ayrıca bir yerini kırarsın kıyamam ben sana “dedi. Her gün okuldan eve dönerken salonu görünce çok heyecanlanır bir türlü cesaret edip içeri giremezdim. Bir gün tüm cesaretimi toplayıp salona girdim ve fiyat bilgisi aldım. Koşarak eve gidip taekwondoya yazılmak istediğimi söyledim. Çok sessiz bir çocuktum. Bu isteğim annemi çok şaşırtmıştı. Ertesi gün annemle birlikte gidip taekwondoya kayıt oldum. Bugüne kadar binlerce kez antrenman yapmama rağmen hala her antrenmanıma sanki ilk kez gidiyormuş gibi heyecanla katılıyorum” sözleriyle anlattı.
‘EN YAKIN TAKIM ARKADAŞIMLA RAKİP OLDUK, YARIŞMADAN ÇEKİLDİM’
Çocuk yaşlarda başladığı spor için gece gündüz antrenörleriyle birlikte çok yoğun antremanlar yaparak şampiyonalara hazırlandığı kaydeden Sabancı, 2014 yılında gerçekleştiren Türkiye şampiyonasında kategorisinde Türkiye 3’sü olmasının ardından motivasyonun arttıığını ve hedeflerinin büyüdüğünü belirtti.
2014 yılından günümüze kadar Türkiye Şampiyonalarında sayısız madalyalar kazandığını belirten genç sporcu, “O şampiyonada İkinci kategorimde en yakın takım arkadaşımla rakiptik. Benim zaten bir madalyam olduğu için onun eve giderken madalyasız dönmesine razı olamadım. Bu yüzden yarışmadan çekildim ve ikimizde madalya alarak eve döndük. Halbuki o yıl iki madalya alsaydım milli takıma seçilip ülkemi başka arenalarda temsil edecektim” dedi.
ULUSLARARASI ARENA’DA AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZI GÖĞSÜMÜZDE TAŞIMAK BÜYÜK BİR ONUR
Milli takıma seçilmesiyle birlikte, uluslararası arenada mücadele etme fırsatı yakaladığı için gururlu olduğunun altını çizen Sabancı, “her sporcu gibi benimde ülkemi temsil etmek, ay yıldızlı formayı giyinmek hayalimdi. Milli takımda ki sporcuları görünce çok gururlanır, kendimi onların yanında hayal ederdim. Ve çalışmalarımın karşılığını aldığım, milli takım formasını giydiğim o gün benim için kelimelerle anlatılamaz bir duyguydu. Çünkü Milli bayrağımızı göğsümüzde taşımak büyük bir onur ve ayrıcalık. Bunun getirdiği çok büyük bir sorumluluk da her zaman omuzlarımızdadır. Çünkü artık o korta çıktığımızda ülkemizin sporcusu olarak performans göstermek zorundayız. Yıllardır hayalini kurduğum anı yaşıyor ve orada olmaktan mutluluk duyuyordum. Yarışmaya çıkarken kendime “Şimdi yıllardır kurduğun hayali yaşama vakti” diyerek çıkmıştım. O anı, ve tribünlerde insanların Türkiye diye bağırarak desteklerini yaşamım boyunca hatırlacayacağım. O anı tekrar tekrar yaşamak için antrenmanlarıma devam ediyorum” ifadelerini kullandı.
SINIRLARINIZIN OLMADIĞINI KEŞFEDİN
Her yıl o madalya kürsüsüne çıktığında tüm zorlukları aşmış, sınırlarını zorlamış ve en iyi şekilde yarışmış olmanın verdiği hazzı yaşadığını söyleyen başarılı sporcu, “Türkiye şampiyonu olmak, bu başarıları elde etmek benim için sadece bir unvan değil yaşam boyu hatırlayacağım bir anı. Her Kürsüye çıktığımda madalyama baktığımda bunun anlık bir başarı değil sürekli çabalamamın sonucu olduğunu görüyorum. Yarışmalarda elde ettiğim başarılar benim için çok anlamlı. Odamın duvarına astığım o madalyaları gördükçe bana pes etmemem gerektiğini ve eğer çalışırsam her şeyin mümkün kılınabileceğini, imkansız diye bir şeyin olmadığını hatırlatıyor. Hedefimiz ne olursa olsun karşımıza her zaman bir engel çıkmıştır. Hatta bazen bu engeller o kadar büyük olur ki, kuyunun en dibine düşeriz. İşte oradan yeniden ayağa kalkıp bambaşka biri olarak çıkabilmemiz için içimizde ki tutkuyu kendimize hatırlatıp ona güvenmemiz gerekiyor. Bunu size gelip kimse hatırlatmayacak, hatta yeri gelecek o kuyuya daha da çekileceksiniz. Bu yüzden sınırlarınızın olmadığını ve daha keşfetmediğiniz yeteneklerinizin olduğu inancını kaybetmemelisiniz. Bu inançla birlikte engeller karşısında geriye değil, ileriye adım atmanızı diliyorum” dedi.