(TURKISH JOURNAL) – Çocuk Psikoloğu Serhat ÇIKMAN – Öğrenme; bir çocuğun anne karnından başlayan serüveninden tutun hayatındaki son öğrenmeyi kabullendiği ve sürdürdüğü ana kadar olan zamanı kapsar. Öğrenme güçlüğü ise; çocuğun doğumundan sonra başlayan öğrenme durumunun algısal frekanslarının kapalı, hayat boyu öğrenmede zorluk yaşanan gelişimsel bozukluktur.
Öğrenme bozukluğu olarak açıkladığımızda bu konun alt aşamalarındaki zorluklar şunlardır; matematiksel bozukluk, konuşma ve öğrenme bozukluğu, algılama sorunu, okuma ve yazmada zorluk belli başlı olgulardan birkaçıdır.
Bu olgular, öğrenme güçlüğünde sıklıkla aynı anda çoklu bir şekilde de görülebilmektedir. Bu durum çocuğun sosyal, akademik ve hayat kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum genellikle ilkokul çağlarında meydana gelinen durumlardır. Bu öğrenme zorluğu dil, hayat şartları, alınan eğitim modeline göre değişim gösterebilmektedir. Örnek olarak Türkçe okunduğu gibi anlamlandırılan ve söylenilen bir dil olduğu için İngilizceye göre bu öğrenme zorluk seviyesi biraz daha olumludur.
Öğrenme güçlüğünü bu tür durumlarda tanı konulabilir; özellikle konuşmada gecikmeler, kelimeleri yanlış telaffuz etmek, harflerin ve hecelerin yerlerini değiştirme, bir şey anlatırken zorlanma, kelime daracığının yetersizliği, birden fazla basamaklı sayılarda zorlanma, çoklu basamaklı sayıların dört işleminde zorlanma gibi durumlarda öğrenme güçlüğünün işaretlerindendir.
Öğrenme bozukluğu tanısının konması için belirli tanısal durumlar mevcuttur bunlar; çocuktaki akademik başarısızlık veya düşüklük, yetersiz eğitim, sosyoekonomik sorunlar, görme işitme sorunları, depresyon ve kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi durumlar mevcuttur.
Çocuklarda en çok rastlanan öğrenme bozukluğu disleksidir diğer bir tanımı ile okuma bozukluğudur.
Disleksi, sağ beynin yazı ve yazılı dilinde aksaklıklar meydana getiren zekasal bir gerilik olmadığı halde okuma ve yazma güçlüğüne neden olan dil temelli öğrenme ve gelişim bozukluğudur.
Disleksi doğuştan gelen bir rahatsızlıktır
Doğuştan gelen disleksi, doğum öncesi veya doğum anında yaşanan hasarsal olaylardan ötürü yaşanmaktadır. Ancak belirtileri ilerleyen yaşlarda görülmektedir. Sonradan kazanılan disleksi durumu bulunulmamaktadır. Ancak çeşitli zararlı olgular çocukta sonradan akademik başarısızlıkları ortaya çıkarmaktadır.
Disleksi olan çocuktaki belirtiler şunlardır; yavaş okuma, isim ve harfleri hatırlayamama, kötü yazma, konuşma esnasında konu ile bağımsız kelimeler kullanma, yüksek okumaktan çekinme, yeni kelime öğrenmede zorluk gibi belirtiler mevcuttur.
Disleksi çeşitli tedavi ve uygulamalarla düzeltilebilen bir rahatsızlıktır. Tıbbı ilaç kullanmayı gerektirmez çünkü bütün öğrenme güçlüğünün tedavisi öğrenmeyi öğreten eğitimdir.
Disleksi olan çocuğa; kıyaslamalardan uzak tutun ve yapmayın, sürekli onu motive edin, gelişimlerini değerlendirin, çocuğunuza sürekli kitap okuyun, tekrarlattırın ve sizde kısa cümlelerle okutun, basit ve net komutlar kullanın, çocuğunuza hoşgörülü ve sabırlı olun.
Disleksi olan çocuklar için besin takviyeleri ve besinlerin çeşitleri önemlidir bunlar genellikle protein olarak süt ve süt ürünleri, hayvansal gıdalar, kuruyemişler, önemli besin kaynaklarıdır.
Disleksi olan çocuk tedavi edilmezse bu durum çocukta ömrü boyunca devam edebilir. Bu durum çocukta özgüven eksikliği, kaygı bozukluğu, saldırganlık durumlarını ortaya çıkarabilir.