(TURKISH JOURNAL) – Dilek Kaya – Doğu Yakası ve Körfez Kıyısı boyunca uzanan limanlarda Pazartesi gece yarısı başlayacak olası bir grev öncesi, lojistik sektörü büyük bir hareketlilik yaşıyor. Lojistik yöneticileri, bu grevin ABD ekonomisine ciddi zarar verebileceğini ve grev başlamadan önce mümkün olduğunca fazla yükün taşınması gerektiğini vurguluyor.
CNBC’nin haberine göre; OL USA CEO’su Alan Baer, cuma günü gelen yük hacminin olağanüstü büyüklüğüne dikkat çekerek, lojistik şirketlerinin Pazartesi günü mesai bitimine kadar konteynerleri limanlardan indirmek için büyük bir mücadele verdiğini söyledi. Baer, “İthalatçılar, lojistik ortaklarıyla koordinasyon halinde, olası gecikmelerden kaçınmak için mümkün olduğunca fazla konteyneri limanlardan çıkarmaya çalışmalı” dedi.
Liman Kapanmasının Etkileri Büyük Olacak
Bir günlük liman kapanmasının işleyişe etkisi bir haftayı bulabiliyor. Doğu Yakası ve Körfez Kıyısı limanları, ABD’ye giren konteynerize malların %43 ila %49’unu işliyor. ImportGenius CEO’su Michael Kanko, grevin ekonomik etkilerinin çok büyük olacağını belirtti. Kanko, “Bir haftalık bir grev bile yüz binlerce konteynerin ABD’ye girişini durdurabilir” dedi. Ayrıca, bu limanların ABD’ye soğutulmuş ürünlerin girişinde de önemli bir kapı olduğunu belirtti ve “Zaman ithalatçıların aleyhine işliyor” ifadelerini kullandı.
Grevin Lojistik Üzerindeki Etkileri
Seko Logistics’in küresel ticari müdürü Brian Bourke, ithalatçıların, ihracatçıların ve yerel nakliyecilerin gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini belirtti. Bourke, “Doğu Kıyısı ve Körfez Kıyısı limanlarındaki grev birkaç günden uzun sürerse, tüm lojistik modlarını etkileyebilir” diye uyardı.
ILA (Uluslararası Liman İşçileri Birliği), ABD’nin en büyük nakliyeciler sendikası olarak biliniyor. Pazartesi sabahı yaptığı açıklamada, USMX’in (Birleşik Denizcilik İşverenleri Birliği) adil bir sözleşme üzerinde uzlaşmayı reddettiğini belirtti ve Maine’den Teksas’a kadar tüm limanlarda bir grev başlatılacağı sinyallerini verdi. ILA, “USMX’in milyar dolarlık kârları paylaştığı bir dönemde, işçilere kabul edilemez bir ücret paketi sunduğunu” ifade etti.
ILA’nın 85.000 üyesi, Boston’dan Teksas’a kadar birçok büyük limanda çalışıyor. Sendika, 1 Ekim’de grev hattına gireceğini açıkladı. Pazartesi gününe kadar herhangi bir müzakere planlanmazken, Reuters’e göre müzakereler de başlamış değil.
Yönetim Desteği ve Taft-Hartley Yasası Tartışmaları
Biden yönetiminden üst düzey yetkililer, USMX ve ILA temsilcileriyle ayrı ayrı görüşmeler yaparak tarafları uzlaşmaya çağırdı. Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, Çalışma Bakanı Julie Su ve Ulusal Ekonomik Konsey Direktörü Lael Brainard, anlaşmanın hızlıca sağlanması için çağrılarda bulundu. Ancak Beyaz Saray, liman işçilerini işbaşı yapmaya zorlamak için federal yetkilerin kullanılmayacağını açıkladı. “Taft-Hartley Yasası’nı grev kırmak için hiçbir zaman kullanmadık, şimdi de kullanmayı düşünmüyoruz” ifadeleri kullanıldı. 1947 tarihli Taft-Hartley Yasası, ABD başkanına ulusal güvenliği tehdit eden grevleri 80 gün süreyle askıya alma yetkisi veriyor.
Grevin Ticari Etkileri
Liman otomasyonu ve ücretler konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ILA, Haziran ayında USMX ile görüşmeleri askıya aldı. Liman sahipleri, sendikanın grev kararını aldığını ima eden “güçlü sinyaller” verdi. Okyanus taşımacılığı yapan şirketlerin, diğer limanlara talep kayması nedeniyle navlun fiyatlarında artış yaşayarak bu durumdan kar elde edebileceği belirtiliyor. UBS, navlun oranlarının %20 ile %50 arasında artabileceğini ve Maersk’in hacminin %20’sinin grevden etkilenebileceğini öngörüyor. UBS, navlun oranlarının iki çeyrekte %30 artması durumunda, 1 milyar dolardan fazla ek gelir elde edilebileceğini tahmin ediyor.
Bu grev, ABD ekonomisi için önemli bir sınav haline gelmiş durumda. Hem lojistik sektörü hem de federal yetkililer, olası bir kapanmadan önce maksimum ticaretin gerçekleştirilmesi için zamana karşı yarışıyor.
