BİRLEŞMİŞ MİLLETLER – Selçuk Acar – ABD’nin New York kentinde her yıl yapılan 24 Eylül’de başlayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu genel görüşmeleri sonra erdi.
2024’ün BM Genel Kurulu genel görüşmelerinde (UNGA79), Gazze, Sudan, Haiti, Ukrayna, Myanmar ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi dünya genelinde çaresizlik içinde yaşayan insanlar için ne gibi olumlu sonuçlar alındı diye sorarsak, birçok soru gibi buna da pozitif bir cevap almak mümkün değil.
BM’nin kangren sorunu Güvenlik Konseyi reformu konusunda, özellikle de kapsayıcı bir BM Güvenlik Konseyi’nin oluşturulması konusunda ne gibi somut adımlar atıldı diye sorduğumuzda ise ilk defa bu yıl biraz daha umutlandığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Dünyadaki küresel sorunları çözme yerine daha karmaşık hale gelmesinde parmağı olan Biden yönetiminin, yaptıklarına zıt bir şekilde ilk defa daha güçlü şekilde Japonya, Almanya, Hindistan için daimi koltuklar ve Afrika ve Latin Amerika için daimi koltuklar dahil olmak üzere Güvenlik Konseyi üyeliğinin genişletilmesine destek verdiğine şahit olduk. 12 Eylül’de, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Afrika ülkeleri için iki daimi koltuk ve küçük ada gelişmekte olan devletler için daimi olmayan bir koltuk için ABD’nin desteğini açıklayarak daha net ve ileri bir görüş ortaya koydu.
Liderlerin 79. Genel Kurul hitabından önce BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada BM, Geleceğin Zirvesi’nde kapsamlı bir reform paketi kabul etti. Bu kararla, iklim değişikliğinden artan küresel yoksulluğa, eşitsizliğe ve II. Dünya Savaşı’nın sonunda BM kurulduğunda bir zamanlar bilim kurgu alanında var olan savaş zamanında yapay zekanın uygulanmasına kadar geniş bir yelpazede 21. yüzyılın bir dizi zorluğuyla yüzleşmek için Rusya’nın hayır oyuna rağmen önemli bir irade ortaya koymayı başardı.
BM Genel Kurulu’nda, Gelecek Paktı’nın kabul edilmesi, gelecek açısından, özellikle de Trump ve Biden’le ayaklar altına alınan çok taraflılığın yeniden öne çıkarılması ve başka bir ifadeyle geri getirilmesi konusunda çok somut bir adım olarak kayıtlara geçti. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de “daha etkili, kapsayıcı, ağ tabanlı çok taraflılığa doğru bir adım değişikliği” olarak değerlendirdiği bu pakt, sorumlu ve sürdürülebilir bir dijital geleceğe doğru çalışma konusunda bir ek de içeriyor. Kısaca Küresel Dijital Sözleşme, BM Genel Kurulu’nun açılış günlerinde gerçekleşen küresel işbirliğini, bir başka deyişle çok taraflılığı canlandırmak için üst düzey bir çaba olan Geleceğin Zirvesi’nde kabul edilen başlıca belgelerden biri oldu.
ABD’nin çok taraflılık zaafiyeti
Maalesef ABD, Başkan Trump’la milliyetçilik ve çok taraflılık yanlısı diplomatik bir oyunun içine girerken, buna tam zıt, çok taraflılık söylemiyle iktidara gelen Biden ilk BM konuşmasında çok taraflılık vurgusu yapmasına rağmen, insanlık suçunun işlendiği Gazze’deki tutumuyla Trump’la aynı noktaya geldi ve çok taraflılığı ayaklar altına aldı. ABD BM’nin demokratik ve en meşru organı 193 üye ülkeden oluşan BM Genel Kurulu’nda Trump’ın Kudüs kararıyla ilgili oylamada üye ülkelerden destek görmeyip yalnız kaldığı gibi Biden liderliğinde de, Gazze’yle ilgili kararlarda dünyadan izole oldu. Bunun ana nedeni de Biden yönetiminin BM’de ve uluslararası manada, stratejik bir vizyon ortaya koymak yerine Trump gibi tek taraflı diplomatik bir oyunun içine girmiş olması gösterilebilir.
Dünya sorunlarıyla ilgili altı çizilmesi gereken bir konu, daha adil bir dünya için sadece herkesin ve en azından çoğunluğun çıkarlarına hizmet eden daha kapsayıcı çok taraflı bir sistem kurularak ancak daha adil bir dünya düzenini tehdit eden çağdaş zorlukların üstesinden gelinebileceği unutulmamalıdır. Çok taraflılık, Gazze’de olduğu gibi, bir ülkenin veya bir tabakanın çıkarlarına kurban edilmemelidir.