Selçuk Acar (BİRLEŞMİŞ MİLLETLER)
Birleşmiş Milletler (BM) 67. Genel Kurul toplantısının açılışında konuşan ABD Başkanı Barack Obama, Suriye ve İran’a ilişkin uyarı niteliğinde açıklamalarda bulunarak, küresel şiddete ve ”dini ekstremizm”e karşı önemli mesajlar verdi. Obama BM Genel Kurul’a hitabında, İstanbul’daki terörist saldırı sonucunda şehit olan polis memurunu, PKK’nın adını anmadan örnek verdi. Mısır’da yaptığı tarihi konuşmayı andıran konuşmasında içerde muhafazakar ve liberallerden, dışarda Hıristiyan, Müslüman tüm din ve kültürlerin kardeşliğine kadar gerçek bir dünya lideri görüntüsündeki Başkan Obama bugüne kadar yaptığı en dengeli BM konuşmasına imza attı.
Başkan Obama, bir gün önce ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un, eşi, eski ABD Başkanı Bill Clinton’un kurduğu, Clinton Küresel İnsiyafi’nde, ”şiddetin onuru olamayacağını” belirttiği güçlü ifadeler içeren konuşmasının ardından, Bingazi’deki ölümcül terörist saldırının tazeliğiyle, BM kürsüsünden küresel ”dini ekstremizm”e dikkat çeken bir konuşma yaptı.
Obama konuşmasında, terörle mücadele adı altında son yıllarda büyük bir küresel savaş içinde bulunan ve dünyanın da bu savaşa destek vermesini isteyen ABD’nin Libya Büyükelçisi Cristopher Stevens dahil 4 Dışişleri mensubunun öldürülmesinin ardından, terörle mücadele savaşında, yerel güçlerle işbirliğinin artırılarak, dini ekstremizmle mücadelenin gereğine vurgu yaptı. Öte yandan, küresel terör olaylarının zaten hızla büyüyen İnsansız Hava Aracı (İHA) (Drone) lobisinin paralelinde pazarının da hızla büyüyeceği tahmin ediliyor. Obama’nın bu tür konuşmalarına rağmen, çoğunlukla provokatif girişimlerle gelen dünyadaki şiddet olaylarının durma yerine artan bir eğilimde olması ancak ellerini oğuşturan silah lobilerini mutlu ediyor. Ayrıca Obama yönetiminin Guantanamo Deniz Üssü’nde bulunan 50’ye yakın tutukluyu birden bırakmaya hazırlanmasına rağmen, Obama’nın altını çizdiği ”dini ekstremizm”, dünya genelinde Pakistan, Afganistan ve Yemen başta olmak üzere terörist faaliyetler nedeniyle belli noktalara İHA’larla hava saldırıları gerçekleştiren ABD’nin, Guantanamo’daki tutukevini tamamen boşaltarak, ABD karasularına getirmesinin kısa dönemde imkansız olduğuna işaret ediyor.
Başkan Obama, Suriye’deki krizle ilgili olarak da, Esad rejimine karşı daha önceki açıklamalarına paralel ifadeler kullandı. Esad rejiminin sona ermesini isterken, ”Dünyada kendi halkına katliam uygulayan bir lidere yer olmaması” gerektiğini söyleyen Başkan Obama, Suriye’deki çatışma ortamının Suriye sınırlarını aştığını ve dünya barışını tehdit ettiğini ifade etti. Obama, siyasi dönüşüm içindeki Arap ülkelerindeki halka yönelik mesajında ise, politik bir dönüşümün yaşandığı bu süreçte biraz daha sabır çağrısında bulundu.
Bingazi’deki terör acısına İstanbul örneği
Konuşmasında, ABD iç siyasetine yönelik mesajlar da veren Başkan Obama, İslam karşıtı filmi eleştirirken, ifade özgürlüğünü savundu. Obama, filmin ardından yaşanan şiddet olaylarını eleştirirken, İstanbul’daki polis karakoluna yapılan ve bir polisin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan saldırıya konuşmasında yer verdi. Obama, “Bizim sivillerin Bingazi’de öldürüldüğü gün, İstanbul’da, düğününden sadece birkaç gün önce bir Türk polisi de öldürüldü” ifadesini kullandı.
Nükleer silaha sahip bir İran’la asla!
Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun temsil ettiği 67. BM Genel Kurulu’nda
İran’a yönelik uyarı niteliğinde mesajlar veren Obama, İran’ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek için elinden geleni yapacağını söyledi. Başkan Obama, İsrail’in saldırı planıyla ilgili hiçbir görüş bildirmedi.
Ülkesinin barışçıl bir çözümden yana olduğunu belirtirken, İran’a tanınan sürenin sınırsız olmadığını vurgulayan Obama, ABD’nin nükleer silaha sahip bir İran’ı asla kabul edemeyeceğini BM kürsüsünden bir kez daha tekrarladı.
Başkan Obama, İran’nın nükleer çalışmalarıyla ilgili olarak sorunun diplomasi yoluyla çözümüne inandığını bildirerek, bu konuda hala ‘zaman ve mekan’ın olduğunu ancak zamanın sınırsız olmadığını vurguladı.
Konuşmasında, ”Ulusların barışçıl nükleer güce ulaşma hakkına saygı duyuyoruz” diyen Obama, BM üyesi ülkelerinin nükleer İran’ın barışçıl olmadığına inandığını ”İsrail’i, Körfez ülkelerini ve küresel ekonomiyi tehdit” ettiğini söyledi.
Propaganda mecrası mı, BM Genel Kurul kürsüsü mü?
Öte yandan New York’ta her yıl gerçekleştirilen adeta ara ara bir tiyatroya sahnesine dönüşen BM’nin Genel Kurul kürsüsünün bu yıl da haraketli olması bekleniyor. 2 yıl önce Libya eski lideri Muammer Kaddafi’nin daha önce görülmemiş hararetli konuşmasına sahne olan BM Genel Kurulu’nda, ülke lideri olarak yer alan konuşmacılar arasında bu yıl da bulunan İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın salon dışında aleyhine yapılan gösteriler devam ederken, yapacağı konuşmasıyla gündeme damgasını vurması bekleniyor. New York’ta bazı medya kuruluşları tarafından yürütülen çalışmalarla istenmeyen kişi ilan edilen Ahmedinejad’ın her zaman olduğu gibi bu yıl da İsrail’e veya en azından İsrail’in nükleer faaliyetlerine yükleneceği tahmin ediliyor.
Daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da, başta İsrail ve ABD olmak üzere bir çok Batı ülkesinin Ahmedinejad’ın konuştuğu sırada salonu terketmesi bekleniyor.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun, İran’a yüklenmesi tahmin edilen BM Genel Kurul’a hitabı da, merakla beklenen konuşmalardan.
Böylelikle, İsrail-İran arasındaki soğuk savaşta, BM Genel Kurul kürsüsü farklı bir propaganda mecra olarak öne çıkacak.
Başkan ilk defa hiçbir liderle görüşmeden Washington’a döndü
Başkan Obama’nın, başta Cumhuriyetçiler tarafından olmak üzere, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu dahil ilk defa New York’taki BM Zirvesi’nde hiç bir liderle ikili görüşme yapmadan apar topar Washington’a dönmesi eleştirilere neden oldu.
BM Genel Kurulu’na hitabından sonra, Washington’a dönmeden önce erken saatlerde Cumhuriyetçilerin Başkan adayı Massachusetts eski valisi Mormon aday Mitt Romney’in konuşmacı olduğu Clinton Küresel İnsiyatifi’nde bir konuşma daha yapan Obama buradaki konuşmasında dünyaya siyasi mesajlar yerine soyal adalet ve insani mesajlar verdi. İnsan kaçakçılığıyla işçi ve çocukların sömürüsünü, modern kölelik olarak yorumladığı konuşmasında
Başkan Obama, ABD’de dahi insan kaçakçılığının görüldüğünü ifade etti. Obama, dünya genelinde 20 milyona yakın kişinin bu olaydan etkinlendiğini belirtirken, bu konuda ABD olarak küresel mücadele sözü verdi.
Konuşmasında Hillary Clinton’u öven Obama, Dışişleri Bakanı olarak çok büyük başarılar sağladığını ifade etti.
Obama’nın konuşmasından ardından Bill Clinton Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın adını okuyarak sahneye davet etti. Clinton, sahnede Sabancı Holding’e ve Güler Sabancı’ya Elders, Ford, Novo gibi kurumlar tarafından desteklenen küresel bir sorun olan çocuk evliliklerinin ortaklaşa çalışmalar yürütülerek çözüleceğine inanan uluslararası platform, ”Girls Not Brides”e (Uluslararası Çocuk Gelinler) verdiği destekten dolayı övgüde bulundu. ”Girls Not Brides”, çocuk evlilikleri ile mücadele için 180’den fazla sivil toplum kuruluşunu bir araya getiren ve 2010 yılında
Nelson Mandela, Desmond Tutu, Kofi Annan gibi dünya liderlerinin yer aldığı ”Elders” adlı grubun öncülük ettiği küresel bir platform olarak biliniyor.
Liderlerle görüşmeler Hillary Clinton’a kaldı
Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, günde 12 saate yakın bir mesaiyle, BM Genel Kurulu dolayısıyla New York’ta bulunan dünya liderleri ve mevkidaşlarıyla ikili ve çoklu görüşmeler gerçekleştiriyor.
Dün Libya Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf el Magarif, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai ve Pakistan Devlet Başkanı Ali Zardari ile görüşen Hillary Clinton bugün sabah yaptığı toplantıda, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Suriye Özel Temsilcisi Cezayirli kıdemli diplomat El Ahdar El İbrahimi ile Suriye konusunu ele aldı.
Bakan Clinton, BM Genel Kurulu yeni dönem toplantıları için New York’ta bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Waldorf Astoria Oteli’nde bir görüşme yaptı.
Görüşmede Bakan Clinton’ın, Amerikan diplomatların güvenliğinin korunmasını ve Mısır’ın komşusu İsrail ile iletişimini güçlendirmesi gereğini gündeme getirdiği bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, Kahire’deki ABD Büyükelçiliği’nin protestocuların baskınına uğramasının ardından ABD ile Mısır arasındaki en üst düzey görüşme niteliğinde gerçekleşen toplantıda tarafların, Amerikan diplomatik temsilciliklerinin güvenliğinin sağlanmasının taşıdığı önem üzerinde durduklarını bildirdi.
Konuk Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ise, büyükelçilik güvenliğinin ”Mısır’ın görevi ve sorumluluğu”nda olduğunu belirtirken, görüşmede,
Sina Yarımadası’nda güvenliğin geliştirilmesi ve Mısır ekonomisine yardım edilmesi gibi konuların da ele aldığı kaydedildi.