Selçuk Acar, NEW YORK
Biraz uçuk bir yazıya ne dersiniz? Uçuk ama, yaşanmış örnekleri olan… Buyurun öyleyse.
Herkes Suriye’ye beklerken, ABD, büyük bir ‘’hava saldırısı’’na maruz kaldı. Hatta ”hava”yla birlikte, ”deniz saldırısı”na da… Üstelik de, hiç istenmeyen bir zamanda, ABD Başkanlık seçimlerinin arefesinde… Manzara o derece acı ve yıkıcıydı ki, biz de kendimizi, ABD’nin en büyük şehrinden bildiriyor değil de, savaş bölgesindeki ”savaş muhabiri” gibi hissettik!
”Doğa Ana”nın hava ve deniz saldırısı, Başkanlık seçimi öncesindeki en önemli kritik hamlelerini yapma aşamasındaki adaylara, seçim gezilerini iptal ettirirken, afete müdehale süresi içinde, insanların onca perişanlığına rağmen, felaketi siyasi malzeme yapmamaları, kaosa yol açacak açıklamalardan kaçınarak büyük bir dayanışma içinde olmaları, Türkiye’deki siyasilere örnek teşkil etti.
Herkes Birleşmiş Milletler’den (BM) karar beklerken, karar havadan ve denizden, BM’nin elektronik güvenlik ve bilgi sistemlerinin su basması sonucunda zarar görmesine, modern dünyanın yarattığı en büyük organizasyonun kubbesindeki koruyucu plastik örtünün, fırtınanın etkisiyle yırtılmasına neden oldu. BM günlerce kapalı kaldı. BM Güvenlik Konseyi de, toplantılarını geçici süreliğine yandaki ek binaya taşımak zorunda kaldı.
Geçen yıl Irene’ydi, bu yıl da Sandy. ABD’nin Doğusu, son iki yılda, iki büyük yıkıcı fırtınaya maruz kaldı. Sandy, ABD tarihinde, 50 milyar dolarla en fazla masraflı doğal felaketler arasında ilk beşte gösteriliyor.
11 Eylül’le coğrafi benzerlik
Rockaway ve Aşağı Manhattan, New York’ta en ağır darbeyi alan yer, 2001 yılında yaşanılan felaketler oluğu gibi.
Felaketin New York açısından bir ilginç yönü de, New York Borsası’nın bulunduğu Wall Street eylemlerinin doğduğu Finans Merkezi denilen bölgede, yani New York’un deniz suyuna en yakın yerinde, insan yapımı 11 Eylül depreminin de merkez üssü olan yerde, Manhattan’ın güney ucunda olması. Biraz hafızaları zorlayınca, en son doğal felaketin, 11 Eylül saldırısının olduğu yılda, 3 bin civarında masum canın trajik bir şekilde hayatını kaybettiği saldırıda uçağı kullanılan Amerikan Airlines’e ait bir başka uçağın daha, tam bir ay sonra, 12 Kasım’da Rockaway, New York’ta kendiliğinden 256 yolcusuyla düştüğü olayla da aynı şekilde coğrafi benzerlik taşıdığını görüyoruz. Bu trajik olayda uçağın düşüp yaktığı evlerin olduğu bölgede kasırga gecesi küçük bir mumdan kaynaklanan, 111 evi yakacak çok daha büyük bir yangınla, insanların tüm birikimleri yok oldu.
Küresel Isınma bağlantısı
Bu arada, Doğa Ana’nın Sandy’sinden bahsederken, dünyanın en büyük çevre kirleticilerinden olan Çin’le birlikte ABD de Kyoto sözleşmesini imzalamayan ülkelerden biri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Tıpkı küçük silahların uluslararası ticaretine sınırlama getiren BM’nin ATT anlaşması gibi. Ancak Başkan Obama’nın seçimi kazanması halinde, Suriye dahil, bu konuda da bir adım atma ihtimali yüksek görünüyor.
Bir başka konuyu daha hatırlatmakta yarar var; Sandy felaketinin, küresel ısınmadan kaynaklandığını ileri süren, 2000 yılı Başkanlık Seçimlerinde, Florida’daki oy krizinde, kardeşi Florida valisi olan Bush’tan daha fazla oy almasına rağmen Başkan olarak seçilemeyen eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, iklim değişimi konusunda asil mücadelesine, bazen komedi programlarına malzeme olsa da, yılmadan devam ediyor.
Pakistan değil, Karayipler doğumlu
En büyük kasırgalar her zaman, Karayip Adaları ile Afrika kıtası arasında doğuyor. En son gelen Sandy de, Karayip doğumluydu. Doğa Ana’dan doğma, adı Uluslararası Metroloji Örtügü’nün katı kuralları içinde önerilen isimlerden, Atlantik bölgesi’ndeki Amerikan Ulusal Fırtına Merkezi’nce (NHC) seçilen Sandy, ABD’de sadece lokal değil, aynı zamanda federal bazda da ülke ekonomisine büyük kayıp verdi.
Yani Sandy ne Pakistan, ne Afganistan, ne de Yemen doğumluydu. Tartışmalı Guantanamo tutukevinin de bulunduğu ve ABD ambargosunda kıvranan Küba yakınlarından doğan… Kısaca Karayip doğumlu olan Sandy, ABD’nin doğusunu büyük bir yıkımla, adeta savaş bölgesine çevirdi… Bütün bu yıkım, nükleer saldırı hariç insan eliyle yapılabilecek bir çok hava saldırısının dahi etkili olamayacağı oranda gerçekleşti. Üstelik de, sadece ‘Kagatori 1’ kasırga sınıfıyla, Doğa Ana’nın ‘’hava saldırısı’’yla gerçekleşti. Kasırganın sınıfı, Katagori 5 olsaydı kimbilir ne kadar daha büyük bir yıkım olurdu!
‘Katagori 1’ etkisiyle vurmasına rağmen, ABD’nin Doğu Yakası’nda özellikle de New York ve Nersey’de etkili olan Sandy’nin, vurduğu bölgelede, bir çok kişinin sigoratası dahi yoktu. Mağdurlar federal veya lokal yönetimlerden destek alabilerlerse alabilecekler. Bunun dışında kendi ceplerinden karşılayacaklar tüm zararları.
En büyük zararlar, genelde bodrum ve zemin katlarını su basması yoluyla, suların yerleşim yerlerini, plajları, iş sahalarını yutmasıyla oldu. Fırtınadan kaynanaklanan tahim edilen 50 milyar dolarlık zararı, ABD’nin ulusal ekonomisine baktığımızda, 15 trilyon dolarlık bir ekonomi için, çok büyük bir rakam olarak gözükmese de, insanların yaşadıkları acı, mağduriyetleri ve zaman, telafisi mümkün olmayan bir kayıp.
Bush’un Katrina’sı fakirleri, Obama’nın Sandy’si zenginleri vurdu
”Numara 43”ün, yani 43. Başkan George W. Bush’un kötü bir sınav verdiği Katrinası New Orleans’ın fakirlerini vururken, 2 bin civarında kişinin ölümüne neden olmuştu. Bush’un Katrina’sının aksine, Başkan Barack Obama’nın Sandy’si, en fazla 100 civarında ölümcül olaya rastlananırken korkulan can kaybı olmadı ve maddi kayıpları genelde zenginler yaşadı.
Sadece bölgenin en zenginlerinin kıyı evlerinin olduğu Long Island’ta, Jersey Shore’da değil, Atlantik Beach’teki kumarhaneleri de vuru. Hastahaneler, sular altında kalmasıyla, fırtınanın vurduğu anda tahliye edildi. Birleşmiş Milletler, Büyük radyo kanalları, televizyonlar, sanat kurumları, Huffington Post gibi internet siteleri ve medya kuruluşları da Sandy’nin hava ve deniz saldırısından nasibi alanlar arasında. Broadway şovları, MoMA, MET tarihinde olmadığı kadar uzun süreli tamamen kapalı kaldı. New York büyük bir Turizm dolarından mahrum kaldı.
Erken Şükran Günü
Cadılar Bayramı’nın (Halloween) arefisinde yaşanan Sandy felaketi, ailelerin biraraya gelip birlikte vakit geçirdikleri Şükran Günü’nün (Thanksgiving) erken ve daha uzun süreli yaşanmasına neden oldu. Milyonların günlerce elektriksiz kaldığı bu zor günlerde, eski zamanların Türkiye’sindeki dini bayramlarda olduğu gibi, ayrı yerde oturan aile üyelerinin bir araya gelmesini sağlayan kısa Şükran Günü tatilinden haftalar önce, ‘Sandyzedeler’ aileleriyle birlikte zaman geçirdiler.
Doğu Yakası’nda, kendine gelme zamanı
Sandy, en sarsıcı vuruşunu, en büyük zararını ise, New York metrosunu da içine alan toplu taşıma kuruluşu MTA’ye (Metropolitan Transportation Authority) ve şehre elektrik sağlayıcı Con Edison’a verdi. Yollar tüneller, köprüler kapanırken, Metro ve otobüs seferleri tamamen durdu. Metro istasyonları zarar gördü. Elektrik trafoları patladı, elektrikler kesildi. Ciddi elektrik sorunları çıktı.
Doğu yakası, afetin yıkıcı etkisini yavaş yavaş üzerinde atmaya çalışırken, dünyaca ünlü New Jersey’li Jon Bovi Sandy mağdurları için bir konser vereceğini duyurdu. Kızılhaç da televizyonlardan yaptığı ilanlarla yardım kampanyası başlattı.
Yakında giderilmesi beklenen benzin sıkıntısı uzun araba kuyruklarına, ellerinde bidonla bekleyen insan kuyruklarına neden oluyor. Metro seferleri tamamen başlatılamadı ve bir çok metro istasyonun onarımı için belirli bir süre daha gerekiyor. Milyonlar hala elektriksiz… Ancak bugünlerde bu sorunun da giderilmesi bekleniyor. New York tüm hızıyla yaralarını sarıyor. Fiziksel yıkıcılığı, insan yapımı 11 Eylül saldırısından daha geniş alanlarda daha fazla olmasına rağmen ondan daha hızlı bir şekilde New York kendine geliyor.
Öte yandan, yüzde 20’dan daha az bir ihtimalle, seçim zamanında vurması tahmin edilen bir fırtınadan daha korkulsa da, Sandy’yle kıyaslanamayacak derecede küçük olacağı, hatta New York’a vurmasının da düşük bir ihtimal olduğu belirtiliyor. Ancak yine de, bir süre daha New York ve civarında, ihtimal ne olursa olsun, kasırga ve fırtınanın adından dahi bahsetmek, insanları tedirgin etmeye yetiyor. Bu nedenle din, dil, çoğrafya gözetmeden, tüm dileğim, dünyanın her köşesinin, insan yapımı veya doğal afetle gelen trajedilerden uzak olmasıdır.
Obama’ya Sandy ”joker”i
‘Doğa Ana’nın Sandy’sinin, New York’la birlikte bir çok eyalette binlerce evi yok eden, köprüleri, tünelleri, yolları kapatan, toplu ulaşımı durduran, elektriksiz susuz bırakıp, hayatı felç ederken, çok daha geniş alanda fiziksel yıkıcı etkisi, insan yapımı 11 Eylül saldırısıyla kıyaslanamayacak boyutta.
Sandy’nin siyasi sonuçları asla 11 Eylül saldırısında olduğu kadar, dünyayı etkilemeyecek derecede gözükse de, Başkan Obama’nın seçilmesine giden yolda, ”43 Numara”dan, yani eski başkan George W. Bush’tan daha tehlikeli gösterilen, savaş lobileriyle flört eden ve son aylarda yaptığı atakla Obama’yla başabaş hale gelen Romney’in önünün kesilmesi konusundaki katkısı inkar edilemez boyutta.
Romney’in, daha önceki bir açıklamasında, afetzedelere yerel yönetimlerden daha başarılı ve büyük çaplı hizmetleri olan Federal Acil Durum Yönetimi Kurumu’nun (FEMA) kapatılması gerektiğini söylerken, bir başkan adayına yakışmayacak öngörüsüzlükte bir çıkışa sahip olması kadar, Obama’nın, Sandy’le daha da fazla gündeme oturan ”Küresel ısınma” konusunda ciddi çalışmalarıyla Romney’e fark atması, 6 Kasım’ın hemen öncesinde gelen Sandy’yi, Obama’nın elini güçlendiren bir joker yerine koydu.