NEW YORK (TURKISH JOURNAL)
Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Fitch’in ”Türkiye’ye yatırım yapılabilir” notu takdir eden bir yazı yayımlandı.
Reyting kuruluşu Fitch, ilk defa, Türkiye’nin notunu borçludan yatırım yapılabilir seviyesine yükseltmesini olumlu karşılayrak Amerikan gazetesi, Türk ekonomisine son durumuyla ilgili değerlendirmede bulundu.
Bu Türkiye’nin iki yıllık tahvil faizlerinin yüzde 0,25 oranında düşmesine ve pazartesi günü Türkiye borsasının yüzde 1,8 oranında değer kazanmasına yol açtı. Ancak bu yükseliş eğilimi çok da uzun sürmeyebilir, yatırımcılar reyting kuruluşlardan çok daha önce Avrupa’daki ülkelere kıyasla Türkiye’yi daha güvenli bir seçim olarak görmüştü.
Türkiye’nin mali durumuna bakıldığında Fitch’in kredi notunu yükseltmesi haklı görünüyor. Fitch’ın öngörüsüne göre, Türkiye’de kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYİH) oranının 2012 yılının sonuna kadar yüzde 37’ye düşmesi bekleniyor. Bu oran avro bölgesinde yer alan ülkelerin yüzde 87’lik ortalamasının çok altında. Türkiye’nin ortalama borç vadesi, 2009 yılında, 3,5 yıldan 4,5 yıla yükseldi. Türk Lirasının 2001 yılında yüzde 40 değer kaybetmesinden bu yana Türkiye ekonomisi -her ne kadar 2009’da yüzde 4,8 oranında küçülse de- istikrarlı hale geldi. Fitch’ın kredi notunu artırmasının yatırımcıların güvenini artırması gerekir, zira 5 yıl vadeli bonolarda kredi takas primleri, İtalya ve İspanya gibi ülkelerden çok daha düşük oranlarda seyrediyor.
Yine de Türkiye’nin, enflasyon oranının yüzde 7,8 olması da dahil olmak üzere, kırılganlığı yok değil. Cari işlemler açığı hâlâ yüksek. Ancak cari işlemler açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYİH) oranı 2011 yılında yüzde 10 iken, bu oranın 2012’de yüzde 7,3’e gerilemesi bekleniyor. Bankacılık sistemi düşük tasarruf oranları nedeniyle, dış finansmana güveniyor. Capital Economics firmasına göre, bankaların kısa vadeli dış borç stokları son iki yıl içerisinde iki kat artarak yaklaşık 70 milyar dolara yükseldi, yani GSYİH’nın yüzde 9’una. Avro bölgesi krizi ani bir sermaye çıkışına neden olsaydı, Türk bankalarında nakit sıkıntısı yaşanacak, bu da büyümeye darbe vuracaktı.
Ancak Lehmann krizine ve Batılı bankaların borçlanma oranlarındaki düşüşe rağmen fonlar Türkiye’ye akmaya devam etti. Ülkenin, yüzde 16,3’lük sermaye yeterlilik oranıyla sağlıklı görünümdeki bankacılık sektörü, makul büyüme beklentisi ve düşük kamu borcu gibi belirgin cazibeleri var -özellikle de gelişmiş ülkelerin düşük büyüme ve faiz oranlarında takılıp kaldığı göz önüne alındığında.
Türkiye, yatırım yapılabilir ülkeler kulübünün kalıcı bir üyesi olabilir