Birleşmiş Milletler’de (BM) düzenlenen ‘Barışın Tesisi ve Kadının Konumunun Güçlendirilmesinde İnançlar Arası Diyaloğun Rolü’ başlıklı sempozyumda diyaloğun kadına karşı uygulanan şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesinde pozitif rol üstleneceğinin altı çizildi.
Barış Adaları Esntitüsü (Peace Islands Institute-PII) ile İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) ortaklaşa düzenlediği sempozyumun ana konuşmacısı, İİT Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu oldu. Sempozyumda kısa bir konuşma yapan İhsanoğlu, İslam dininin kadına hayatın her alanında önemli görevler verdiğini hatırlattı. Genel Sekreter, temsil ettiği kurumun geçtiğimiz on yılda kadın haklarının gelişmesi için gayret gösterdiğine işaret etti. “Şükür ki, Müslüman dünyada kadınların fiziksel ya da psikolojik sağlığını riske edecek tehlikeli uygulamalara karşı bilinçlenme artıyor” diyen İhsanoğlu, İslam’ın kadına karşı şiddet ve çocuk yaştaki kızların evlendirilmesine karşı olduğunun altını çizdi.
Kadınların hala ciddi sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldıklarına değinen İhsanoğlu, ‘‘Bütün bunlara rağmen kadınlar yaşadıkları toplumlarda güçlü ve yapıcı. Eğitim, insan hakları, iş dünyası, kültürler arası diyalog ve barışın tesisi gibi farklı alanlarda roller üstleniyor’’ dedi.
Nijerya’nın BM Daimi Temsilci yardımcısı Usman Sarki, “Geleneklerin birçok yanlış uygulaması dine mal ediliyor” diyerek kadın hakları ile ilgili inançlara yüklenen birçok yanlışın da sorunun çözümünü imkansız hale getirdiğini söyledi. Sarki ayrıca inançlar arası diyalogun artması için devletlerin sivil toplum kuruluşlarına bu ortamı sağlama görevi düştüğünü savundu.
Dünyanın farklı ülkelerinden çeşitli dinlere mensup insanların biraraya geldiği sempozyumun konuşmacıları arasında 1994 yılında Ruanda’da yaşanan soykırımdan kurtulan Marie C. Mukabmabano da vardı. Soykırımda yakınlarının çoğunu kaybettiğini belirten Mukabmabano, kadına karşı şiddet ve ayrımcılığa inançlarının değil batıl fikirlerin yol açtığını dile getirdi. Mukabmabano Kuki Ndiho Vakfı’nın kurucusu ve genel direktörü olarak katıldığı sempozyumda dinler arası diyalog ile yalnızca kadın haklarının gelişmesine değil, ülkesinde yaşanan soykırım gibi vahşetlerin tekrarının önlenmesinde de önemli katkılar sağlayacağını aktardı.
Sempozyumda sunumu dikkat çeken isimlerden biri de Ortak Değerler Birliği (Alliance for Shared Values) Başkanı Alp Aslandoğan oldu. Pakistan’da kız çocuklarının eğitimi konusunda öne çıkan genç aktivist Malala Yusufzay’ın Taliban tarafından vurulmasına değinen Aslandoğan, “Malala’ya kurşun sıkanlar Pakistanlı ama ona madalya veren Pakistan Başkanı da Pakistanlı. Yine Malala’ya sahip çıkan binlerce gösterici ve onun eğitimini veren öğretmenleri de Pakistanlı’’ dedi. Müslümanların kızlarının güvenli, temiz ortamlarda eğitim almalarını istediklerini aktaran Aslandoğan, Pakistan ve Afganistan’daki Türk okullarına olan ilgiyi de buna örnek gösterdi. Aslandoğan, Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde de bugüne kadar kızlarını okula göndermek istemeyen halkın Hizmet hareketinden ilham alan gönüllülerin açtığı eğitim kurumlarına yoğun ilgi gösterdiğinin altını çizdi.
İki bölümden oluşan sempozyumun son oturumunda Aslandoğan ve Mukabmabano ile kürsüyü paylaşan New York Dinlerarası Merkezi’nden Dr. Sarah Seyid (Sayeed) de yer aldı. Seyid, Peygamberimiz’in (sas) çocuklara bırakılacak en büyük mirasın güzel ahlak olduğuna dair hadisi şeriflerini hatırlatarak, İslam dininin kız-erkek çocuğu ayrımı yapmadan eğitime verdiği öneme dikkat çekti.
(Sezai Kalaycı, Cihan)