BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (TURKISH JOURNAL)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na, Türkiye’nin de ortak sunucuları arasında yer aldığı Suriye’ye ilişkin yeni bir karar tasarısı sunuldu.
Suriye’de patlak veren iç karışıklıklar ve yönetim kriziyle doğan kanlı saldırıların önlenmesi açısından bugüne kadar ciddi bir insiyatif ortaya koyamaması nedeniyle ciddi eleştiriler alan BM, yeni bir taslak tasarısıyla yeni bir hamle içinde.
Rusya ve ABD’nin Suriye konusunda görüş birliğine varmaları sonucunda, istifasını isteyen BM Lakdar Brahimi’nin istifasını çekmesinin ardından, BM’de bugün de yeni bir Suriye karar tasarısı taslağı çalışmaları gündeme geldi.
BM Güvenlik Konseyi’de P5 (5 Permanent Members: 5 Daimi Üye) diye anılan ve veto yetkisi bulunan üyeler arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden Suriye’deki kanın durdurulması konusunda bir yol alınamasına karşın, 193 üyeli BM Genel Kurulu, hiç bir siyasi bağlayıcılığı olmayan yeni karar taslak çalışmalarıyla olumlu bir insiyatif ortaya koyma çabası içinde.
Aralarında Türkiye’nin de olduğu 28 ortak sunucu tarafından hazırlanan Suriye’deki yönetim değişimi ve siyasi geçişe ışık tutuacak ve insan hakları ihlaleri ile kimyasal silah kullanımını araştırılmasını öngeren karar taslağı, bugün Genel Kurul’a verildi.
Taslağın karar tasarısı olarak kabul edilmesi halinde, hiçbir siyasi bağlayıcılığı olmamasına rağmen, güçlü bir uluslararası toplum tavrının ortaya konması ve bölgedeki muhaliflere psikolojik destek açısından önemi bulunuyor. Taslağın en önemli yönü ise, Suriye’deki geçiş sürecine ışık tutması gösteriliyor.
BM Genel Kurul Başkanı Vuk Jeremic’in gündeme alması halinde, taslağın haftaya oylanması bekleniyor.
Siyasi geçiş vurgusu
Taslakta mevcut rejimin halkını koruyamadığı, kadın ve çocukların fiziki ve cinsel saldırıya uğradığı belirtilirken, Suriye Hükümeti’nin “keyfi” olarak tutukladığı insanları bırakmayı kabul etmediği vurgulandı ve ülkedeki şiddet nedeniyle işlenen insan hakları ihlaleri kınandı.
Taslağın siyasi sürece ilişkin bölümünde de “Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) kurulması memnuniyetle karşılanarak, Marakeş’teki Suriye Halkının Dostları Grubu toplantısında SMDK’nın Suriye halkının tek meşru temsilcisi kabul edildiği” değerlendirmesi yer alıyor.
Metindek en can alıcı noktanı ise, Suriye’deki krizin barışçıl çözümü için en iyi seçeneğin hızlı bir siyasi geçiş süreci olduğunun vurgulanması dikkat çekerken, şiddete tüm tarafların son vermesi ve hangi taraftan gelirse gelsin şiddet olaylarının kınandı. Tüm taraflardan, ”terörist eylemlere, korkutma ve her türlü şiddete son verilmesi” istendi.
Geçiş süreci çerçevesinde, ülke yönetiminden “keyfi” tutukluların ve gazetecilerin salıverilmesi, tutuklama merkezlerinin listesinin yayınlanması ve bu merkezlere bağımsız gözlemcilerin girişinin sağlanması talep edildi.
Suriye’de ordunun komşu ülkelerin topraklarına yönelik saldırı ve çatışmaları bu ülkelere taşımasının hem uluslararası hukuka aykırı olduğu hem de komşu ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenliğine tehdit oluşturduğu belirtilirken, ordunun bu tutumu kınandı.
Mültecilere karşı ”sorumluluğu paylaşma” çağrısı
İnsan hakları ihlallerini araştırmak üzere bir özel raportör atanması ve bu raportörün 90 gün içinde Genel Kurul’a sunum yapmasının da istendiği taslakta, Türkiye’yi ilgilendiren önemli bir maddesinde ise, uluslararası toplumdan Suriyeli mültecileri barındıran ülkelere “sorumluluğu paylaşma” ilkesi çerçevesinde finansal destek sağlamaları çağrısı yapılıyor.